Fark var

17'de gol geldi ama, önce ilk 15'deki manzaraya bakalım:
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe, daha 1. dakikada örümcek gibi sahayı örerken, Bursaspor geriye yaslanmış gardını almıştı. Ama o garda rağmen tam 5 yumruk yedi peşpeşe. Bunlara 5 de korner eklersek, liderin dayanılmaz baskısı ortaya çıkar zaten.
Meireles ve Mehmet Topal defansif sahnede kalarak, "sazı" Salih'e vermişlerdi. O da bu "resital" fırsatını, gözlerin pasını silen müthiş iki pasıyla kaçırmıyordu. Bu pozisyonlar ile sersemleyen Timsah, erkenden paniğe girmişti bile.
İşte bu görüntüde gelen Kuyt golü paniği de kanıtlıyordu. Gerçi servis arkadaşımız Batuhan Özdemir, top Basser'e gelmeden "Hata yapar" diye "fal" açmış ve tutturmuştu, ancak o pozisyonda bizce kaleci Frey yanlış hamle yapmıştı. Hollandalı da kariyerinin en kolay vuruşuyla ağları sarstı.
Bursaspor gol sonrası, kenardan gelen uyarıyla biraz ayıldı. Ama çaresizdi, Sestak yalnızdı, Volkan Şen yine yetersizdi, orta saha verimsizdi. Kaleci Volkan'a doğru dürüst top bile gelmedi.
Fenerbahçe ise isabetli pas yüzdesini hep yukarlara çekerek, ilk 45'in nakavtını yapmak istedi. Ancak rakip kanatlar sallantıda olmasına rağmen Caner ile Gökhan Gönül çok etkili olamadılar. Buna rağmen Emenike ve Sow'a yapılan servislerle "nakavt" fırsatı ayağa kadar geldi. Bir anlamda tek gol ilk 45'in kaderi oldu.
İkinci raund başlayınca, biz ilk yarıda başka bir maç mı izledik diye düşünmeye başladık. Ya da formalar değişmişti. Çünkü bu kez baskı yapan Bursa'ydı. Volkan, Bekir, Beluschi, Şamil ayaklanmış, orta sahayı parsellemişlerdi.
Oysa Emenike, Sow, Salih maç bitmiş gibi geziniyor, Fenerbahçe özellikle sol kanadında sıkıntı çekiyor, Civelli iki net pozisyonu kale önünde harcıyordu. Meireles ile Topal takımı ayakta tutmaya çalışıyordu. Volkan'ın iki kurtarışı da moral verici, ama gerilim filmi gibiydi.
Sıkıntıdaydı Fenerbahçe. Zaten Ersun Yanal'ın, doğru hamleyle Salih'i çıkarıp, Mehmet Topuz'u alması, yani defansif önlem alması bu sıkıntının kanıtıydı.
Aslında Bursa da yüklenişi abartıyor, savunmayı hafife alıyordu. Bu düşüncenin faturası 75'de çıktı. Sow'un golü tribünlere derin bir "oh" çektirdi. Webo'nun golü ise geceyi şenliğe çevirdi. .
Sonuçta Fenerbahçe rakiplerinin 5 puan kaybettiği haftada aldığı 3 puanla, farkı 13'e (Trabzon hükmen galibiyeti tescillenirse) çıkardı. Kalan 7 haftada 21 puan var. Bu matematikten mucize çıkar mı ? Çok zor... Şampiyonluğun ayak sesleri artık çok daha net duyuluyor.