MENÜ

Ağır kayıp

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İsmail Kartal’ın kadrosu sürpriz değildi. Çünkü Bursa maçını çeviren isimler ve taktik sahadaydı. Caner yine ‘mikser’ görevindeydi mesela... Böylece Fenerbahçe tarihinin en kaliteli kulübesi de (Kuyt, Emenike, Diego, Egemen) oluştu. Eskişehir ise ‘Önce savunma’ dedi.

Ev sahibi, konuk takımın pas yollarını tıkarken, ilk 30 dakika zorlanmadı. Zira Sow geziniyor, Alper boşluk bulamıyor, Caner ve Gökhan isabet sorunu yaşıyor, dolayısıyla Webo servis alamıyor, yük yine Emre’ye yıkılıyordu. Üstelik Fenerbahçe defanstan çıkarken de sorun yaşıyordu. Belki rakibe pozisyon verilmiyordu (ki, niyet yoktu), ama pozisyon da bulunamıyordu. Eskişehir, rakibinin pas tıkanıklığını görünce, şöyle bir kıpırdadı, ancak talihsiz golle acı bir fatura ödedi. Bu şans golünde Emre-Alper ikilisinin presle karışık katkılarının yanı sıra yine olumlu görünen Hasan Ali başroldeydi.
Sonuçta devre biterken, futbol kalitesi alt düzeydeydi. Ama sanırım “artık haticeye değil, neticeye” bakılacak haftalardayız.

Eskişehir doğal olarak öne taşındı ikinci yarı başlarken... Fener ise tempoyu düşürme peşindeydi. Ama topu ayağında tutamıyordu, pas devamlılığı sıkıntısı vardı. Ayrıca Gökhan ile Hasan Ali yalnızlığa itilmişti, Caner ve Sow tarafından. Ev sahibinin baskısı ve kanat ortaları bu yüzden tehlikeli oldu. Kuyt ve Selçuk’un girişleri olumlu hamleydi. Ancak Sow, sol defansa hiç destek vermiyordu, gol de oradan hazırlandı ve ağlarda patladı. Üç mutlak golü önleyen Volkan’ın yapacağı bir şey yoktu. Emenike geç alındı sola. İşe yaramadı.

Ligin zor gol yiyeni olan Fenerbahçe en iyi yaptığı işi, yani pas bağlantısını bir türlü kuramadı ve ikinci 45’te mahkumiyetten kurtulamadı. Eskişehir’in baskısına yanıt veremedi, haticede de, neticede de sınıfta kaldı, altın değerinde iki puan kaybetti. Unutulmamalı, şampiyonluğu değil...

YORUM YAZ