Arama

Popüler aramalar

14. zafer haftası

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Rize rakibin bu görüntüsünü boş çevirmedi elbet. Çünkü Alves bile zamanlama hatası yapıyor, Gökhan Gönül ile Caner orta sahayı geçemiyor, ev sahibi golünün ayak sesleri duyuluyordu. Bir kademe hatası ve rakibini takip etmeme hastalığının faturası Kweuke ile çıktı.

11. dakikadaki gol Fenerbahçe'yi kendine getirmeye değil Rize'yi cesaretlendirmeye yaradı. Çünkü konuk takımın toparlanmaya niyeti yoktu. Kweuke'nin yüzde yüz pozisyonda kaçırdığı 2. gol en ciddi uyarıydı. Ama sarı-lacivertlilerde ne yaptığını bilen Kuyt ile Sow dışında kimse olmayınca, bu uyarıyı üzerine alan olmadı.

Rize son 20 dakikada geri adım atmadı. Kademeli baskıyı hep sürdürdü. Fenerbahçe ise kısa ve organize paslar yerine hava toplarıyla skor bulmaya çalıştı. 40'da Sow ile kaçırdığı gol ilk 45'deki Fenerbahçe adına ilk sinyaldi sanki. Bir-iki iyi hücum denemesininin ardından Cristian'ın frikiği devrenin kurtarıcısı oldu.

İkinci 45 başlarken görüldü ki, beraberlik golü Rize'nin moralini etkilemişti. Ev sahibinin fizik gücü ve temposu da her dakika gerileyince, Fenerbahçe kıpırdadı. Kaleci Serkan'ın kurtardığı iki pozisyon, konuk takımın kanatlara yayılmaya başladığı anlardı. Kuyt, Sow, Emenike ve biraz Cristian, Rize'yi sarsıyordu.

Alper-Webo değişikliği doğru bir hamleydi. Rize'nin sallantıda olduğunu gören Ersun Yanal'ın amacı, bitirici darbeydi. Zaten Alper de oyundan düşmüştü.
Ve o darbe 83'te vuruldu. Hem de Webo tarafından. Yani Yanal'ın planı tutmuştu.

Aslında bu maç Fenerbahçe'nin bu sezon 14 haftadır vizyondan inmeyen gösterilerinden biriydi; kötü oynayabilirsin, sıkıntı yaşabilirsin, ama asla pes etmemelisin...

Bu nedenle, fizik gücüne kademe atlatan ve kazanma mantığını son dakikaya kadar taşıtan Ersun Yanal'a kesinlikle hakkını vermek lazım.