Vasatı aşamadı
Maçın hemen başındaki üç kontra, Fenerbahçe’nin defans arkasındaki boşluğu ayan beyan ortaya koydu ama bu alanlarda sonucu belirleyecek olan Holosko’nun takımdan kopuk savurgan tarzı maçın ritmini de belirledi. Fenerbahçe golün ardından daha güvenli oynamaya başladı ki o ‘arkadaki boşluk’ da kapandı.
Haberin Devamı ›
Beşiktaş, ‘taşıyıcı kolonu’ Fabian Ernst’in kendini her gösterdiği pozisyonda daha derli toplu hücum etmeye çalıştıysa da Simao’nun sınırlı hücum katkısı takımın rakip alana hakim olmasını engelledi.
İkinci devre de takım yapısı gereği ‘kontrollü’ oynamak zorunda kaldığı için tempoyu ağır ağır yükselten Beşiktaş önce orta sahada egemen oldu ama golün atılacağı pozisyonları yaratmada ciddi sıkıntı yaşadı.
Ernst’in olağanüstü gayretiyle top öte alana geçtiyse de problem tam da bu alanda yaşandı. Evet, Holosko bundan başka biri değildi ama daha ‘bitirici’ olması beklenen Mustafa Pektemek de ona ayak uydurunca ortaya çok top ezen bir hücum ikilisi çıktı...
Neticede Beşiktaş daha dayanıklı oynadı. “Dün olmayan ‘yıldızlar’ sahada olsa olumlu anlamda daha iyi olurdu” denebilir, ama kuşkusuz bunun tersi de doğrudur. Sanırım Carvalhal ‘Play-Off’lu bir ligde sahaya sürmek zorunda kaldığı kadronun gösterdiği ‘takım dayanışması’ndan gelecek adına memnun kalmış ve ‘yıldızların’ takıma katkısı üzerine daha sağlam bilgiler edinmiştir.
Haberin Devamı ›
Peki nasıl bir maçtı? Stoch’un müthiş gayretiyle gelişen kontradaki pas zenginliğiyle gelen Sow’un son saniye golünü ihmal edersek, derbi, ‘vasat’ın hüküm sürdüğü memlekette vasatı aşamadı.