Arama

Popüler aramalar

Tribün açılımı gerek

Haberin Devamı

Sakin bir gün geçirmenin imkânsız olduğu Türkiye’de dalaşmak için bahaneye gerek yok. Her konuda kendinize bir düşman bulmanız o kadar kolay ki... En basit durumlarda bile ‘aklı selim’i terk eden insanlar karşısındakini imha etmeye hazır bir ‘zırhlı’ya dönüşüyor. Doğruyu arayanın değil, çok bağıranın haklı olduğu bir iklimde başka ne olması beklenir ki?

Dün Diyarbakır-Bursa maçında, öfke akla ve vicdana hükmettiğinde ne tür sonuçlara yol açabilir bir kez daha gördük. Bir kentin adına karşı duyulan manasız öfkenin bir avuç futbolcuya yöneltilmesi, linç atmosferi için çok şey gerekmediğini yeniden hatırlattı bize. İşte el birliğiyle tedavi etmemiz gereken şey bu ‘linç atmosferi’dir. O nedenle Diyarbakır’da yaşananları sadece futbolla ilişkilendirmek meselenin özünü ısrarla görmezden gelmeye çalışmaktır. Ve ısrarla bu yapıldığı, sorun konuşulmadan demeyelim ama çabucak geçiştirildiği için biteviye büyüyerek yinelenmektedir.

Futbol konuşmayı ‘oyun oynamak’ kavramından uzaklaştırıp, ‘haklı’/’haksız’ ikilemine indirgeyen dilin işlerin bu noktaya gelinmesinde kuşkusuz ki payı vardır. Ancak dahası, toplumda genel olarak kendine ‘adil davranılmadığını’ düşünen insanların öfkesini yatıştıracak hiçbir adımın atılmaması, siyasetçi dilinin gittikçe hiddet ve tehdit içeren bir söyleme kayarak sürekli restleşmeler üzerinden yürümesi, yükselen gerginliğin ısrarla ‘normalleşme’ olarak adlandırılması gibi çeşitli nedenler de bu linç atmosferinin tahlili için çok önemsenmeli.

Peki, şiddet içeren bu dile karşı neler yapılabilir? Kanımca Diyarbakır’da ya da başka bir şehirdeki tribünlerde yaşanan benzer olayları “terbiye etme” üzerine kurulu devlet diliyle çözmek mümkün değildir. Mümkün olsa şimdiye kadar bir parça yol alınırdı. Bence gerekli olan bu alanda da bir ‘tribün açılımı’dır. Ama resmi yöntemlerle değil. Çünkü futbolun başındakilerin çoğunun bu meselenin çözümüne dair polisiye tedbirler dışında en küçük bir fikirleri olduğuna inanmıyorum. İnanmıyorum diyorum çünkü henüz hiçbir ipucu görmedim.

Maça giden insanları aklı ve vicdanı olan birileri olarak algılayan, buna uygun bir dil ve üslup geliştiren bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Yoksa en kolayı olayları kınamak, lanetlemektir. Elbette suç işleyen cezalandırılacak, olaylar kınanacak ve lanetlenecektir evet ama çözüm için daha fazlası gerekmektedir.

Memleketin kadim sorunları gibi futbolda şiddet de, büyük sorundan ayrı düşünülemez. O nedenle tribünler için geliştirilebilecek bir dil, total şiddetin çözümü için de bir umut yaratabilir. Çünkü sonuçta bu şiddet, eşitsizlik ve zedelenmiş adalet duygusundan beslenmektedir. Bu iki temel sorunun da aramadığınız kadar muhatabı vardır bu ülkede ve tribünlerde. Yola oradan koyulmak, talepleri kaydetmek ve doğru, bilimsel çözümleri aramak... Arkası mutlaka gelecektir...

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü