Tolga olmasa...
Kayseri ilk yarı boyunca hemen hemen tüm hücumlarını onun üzerinden yaptı ve ba∫arılı da oldu. Yapamadıkları sadece ‘gol’dü. Burada da aslan payını ülkenin en iyi kalecilerinden Tolga’ya vermek gerekiyor.
Atiba’nın sağ beke hapsedilmesi, Kayserispor’un, tek direnci Veli olan Be∫ikta∫ orta sahasını kolayca a∫ması gibi tahmin edilebilir bir durumu ortaya çıkardı.
Haberin Devamı ›
Fernandes’in oyun kurduğu, Oğuzhan’ın ise daha çok ‘aradığı’ Be∫ikta∫ ilk yarıda sadece ‘tartışmalı bir gol’ bulduysa bunda Almeida’nın topla buluştuğu anda yakınında topu paylaşacağı bir kaç arkadaşının olamayışının etkisi çok büyük. Bu maçta önceki maçlara göre biraz daha gayretli oluşu biraz da Kayseri’nin sol tarafının bu denli aksaması Olcay’ı görünür kıldı. Gökhan Töre de benzeri katkıyı verebilse oyun ilk yarı çözülürdü.İkinci yarıya daha iyi başlayan Kayseri 60. dakikalara kadar oyunu öne taşıma konusunda ne kadar iştahlıysa takım savunması konusunda o denli dağınıktı. Biliç de bundan yararlanmayı bildi. Etkisiz Gökhan ile Necip’i değiştirerek önce ‘güvenlik duvarı’nı yükseltti.
Biliyorsunuz bizim ligin gerçek mottosu, “Yenemiyorsan yenilmeyeceksin” değil de “Kaybetme, belki kazanırsın”dır. Robert Prosinecki’nin takımının bu haliyle işi çok zor. Biliç, bu ülkedeki düzeni anlamış görünüyor ancak buna rağmen önlem alamıyor. Öyle ki dün akşam Kayseri, içeri kesilen duran-durmayan topların nerdeyse tümüne vurmayı başardı. Bu durum sezon başında, “Bu takım gol atıyoruz. Öncelikle savunmayı agresifleştirmeliyiz” diyen bir hocanın takımının idmanlarda ne çalıştığını sormamıza neden oluyor doğrusu...