Arama

Popüler aramalar

Tansiyonum düştü

Abone OlGoogle News

Futbol, ‘yüksek tansiyon’dur. Düşük olunca tadı olmaz, sahaya bakasın gelmez. İlk 15 dakika, “Ulan ne maç oluyor be!” dedim ama devamı balon gibi söndü. En azından benim için öyle. Çünkü Beşiktaşlı gözüyle izledim maçı. O denli söndü ki maç bir ara, ben bile ‘hakem hatası’ konuşur hale geldim!

Maç, tansiyon maçıydı ama Galatasaraylılar ‘atmosfer idmanı’ yapmamışlardı. Daha başlamadan kaptan Arda’nın yükselttiği tansiyon Galatasaray’ı ‘tüketti’. Oysa bu oyun yetenek, beceri bilgi istediği kadar ‘sinire hakim olmayı’ da gerektiriyor. Keita, oyundan attırabileceği Carlos tarafından oyundan atıldıysa bunda Arda’nın o ilk ‘eylem’inin etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Maçın adamı kuşkusuz ki Alex diyecek herkes. Öyle ya iki gol attı. Ama oyuncunun terlemeden maç bitirdiği bir ülkede bundan daha doğal tespit olamaz. Golleri o attı ‘aslan payı’ da ona gidecek.

Benim için ise maçın adamları, Fener’i yöneten adam Cristian Baroni ile ‘İngiliz efekt’li Colin Kazım’dır. Kanımca maçın çözücüsü, Kazım’ın Galatasaray müdafaasında yarattığı tedirginlik oldu.

Haberin Devamı

Maç bitince düşündüm... Keşke, emeğiyle geçinen kameramana o attığı şey için atan vatandaş bir özür telefonu açsa. Keşke, şu sahaya bir şey atmama konusunda insan aklı ve vicdanı elleri kontrol edebilse. Keşke Ersun Yanal, hiçbir şey söylemeden “Teknik analiz yapıyorum” diye konuşup kafamızı şişirmese... Bütün bunlar tansiyonumu normalin çok altına düşürüyor...