Sus kimseler görmesin...
Haberin Devamı ›
Alışıldık bir durum değildi elbette. Genellikle bu işaret deplasmandayken ev sahibi taraftarlara yapılırdı. Olcay devamında ‘özür’ bâbından bir şeyler söyledi ama ikna edebildiği insan sayısı hayli azdır diye düşünüyorum.
Açık ki, Olcay Şahan taraftarların Samet Aybaba’ya gösterdiği tepkiye reaksiyon veriyordu. Kendi adıma, biraz alışılmadık olsa da Olcay’ın reaksiyonunu anlaşılır buluyorum. Çünkü eğer bir takımdan söz ediyorsak, hocanın da o takımın parçası olduğu düşünüldüğünde oyuncuların da hocaya sahip çıkmaları kadar anlaşılır bir durum olmasa gerek.
Öte yandan, Aybaba’nın her mağlubiyet ya da kayıp puan sonrası sorumluluğu üstlenmek yerine ‘oyuncuları işaret eden’ açıklamalarına da iyi bir ‘ters örnek’ oluşturdu Olcay’ın bu tutumu.
İşin bir başka boyutu ise ülkedeki futbolcu/hoca ilişkisindeki sorunlu tanımlar. Bu tanımlardan biri de ‘baba/oğul ilişkisi’dir. Samet Aybaba da Antalya maçının ardından futbolcularıyla ilişkisini bu pederşahi tanımla açıkladı.
Oysa hatırlanırsa, daha bir kaç hafta önce Oğuzhan Özyakup’un babası Muzaffer Özyakup, oğlu için hocasının kullandığı ifadelerden rahatsız olmuş, kalkıp Hollanda’dan gelmiş ve gazetecilere durumdan şikayet eden demeçler vermişti.
Futbolcu, teknik direktör ilişkisini ‘baba/oğul’ biçiminde tanımlamak hocaya değil ama oyuncuya ciddi zararlar verebilir. Olcay Şahan kuşkusuz ki çok sevdiği Aybaba’ya destek için tribüne “Sus” işareti yaptı. Ancak unutmamak gerek ki, taraftar hafızası kuvvetlidir. O işaret, iki üç maçlık formsuz olacağı periyotta Olcay’a ciddi sıkıntılar yaşatabilir. O nedenle, teknik direktör/futbolcu ilişkisini ‘aile’ değil de oyunun kavramlarıyla kurgulamak ve oyunculara öyle belletmek en doğrusudur.
Kaş yapayım derken!
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, sezon başından beri izlediği ‘güvenli demeç’ politikasını yavaş yavaş terk ediyor gibi görünüyor. ‘Stat yıkılınca Beşiktaş nerede oynayacak?’ tartışmaları sırasında polemik performansının gelişkin olmadığını göstermişti. Son olarak ‘Mustafa Denizli ve cesaret’ başlıklı manasız münazarada geldiği nokta malum. Denizli, lisanı münasiple ‘cesaret’in ne olabileceğini anlattıktan sonra yaptıkları görüşmede yanlarında olan ortak dostlarını da refere ederek, ‘Bir daha yapma’ uyarısında bulundu kanımca. Orman ise, durumu düzeltmek için yaptığı açıklamada bu kez de zaten sıkıntılı bir dönem geçiren mevcut teknik direktörü incitti. Denizli’nin sözleri üzerine açıklama yaparken dedi ki; “Kendisine olan güven ve inancımın karşılık bulmamış olması, aynı zamanda Beşiktaş için belki de kaçan başarılar anlamı taşımaktadır.”
Yani hülasa edersek; “Samet Aybaba ile başarıyı kaçırdık...” Bence bu da doğru olmadı. Sizce oldu mu?