Şampiyonluk reaksiyonu!

Haberin Devamı ›
Dün akşam bir kez daha görüldü ki, futbol denen oyunun iki temel aksı, savunma ve hücumdan biri aksayınca plan uygulamak zorlaşıyor... Abdullah Avcı’nın takımı savunma güvenliğini oyunlarının
temel dinamiği haline getirmiş bir takım. Yine de o savunma kurgusuna rağmen onca pozisyona verdiler ilk yarı. Lakin buna rağmen ilk devre yakaladıkları tek pozisyonla golü bulup futbolun sadece
‘istatistik oyun’u olamadığını da gösterdiler!..
Beşiktaş ise tüm devre boyunca dikine/enine tüm oyuncularını maçın içine soktu. Terlemeyen, koşmayan, pas alıp atmayan ve bunu çok kısa aralıklarla yapmayan kalecisi hariç tek oyuncusu
yoktu. Öyle ki, Oğuzhan/Sosa merkezli ezberlenmiş oyunlarda Mario Gomez’i defalarca pozisyona soktular ama olmadı...
Bahanelere sığınmadan...
İkinci devrede işe yine iştahla sarıldılar ama yetmedi. Çünkü hücum kadar savunmanın da önemli olduğunu öğrenmeleri gerekiyor. Şimdi ‘’Ersan Gülüm yok’’ türü bahanelere sığınmadan eldekilerle
en doğru oyunu oynamak zorunda Şenol Güneş’in takımı. Yoksa, duran topta yerleşmenin ne kadar önemli olduğunu yedikleri ikinci golü izleyerek öğrenecekleri çok maç oynamak
zorunda kalabilirler. İkinci golü bulduktan sonra doğal olarak daha agresif saldıracak Beşiktaş’a karşı istediği düzeni iyice oturttu Başakşehir. Önemli bir tavırdır Ancak 60-70 arası iki kenar
oyuncusunu alıp tek kanatlı hücuma döndü Güneş... Biri öne Cenk Tosun, tek kanada Quaresma’yı sürdü... Ve, ‘bireysel oyun’un sembol ismi Gökhan Töre’nin de ‘dip’ yaptığı maçta Quaresma efekti Başakşehir’i paralize etmeye yetti. Böylesi zor bir maçta Beşiktaş için 2-0’dan dönebilmek şampiyonluk yolunda kuşkusuz önemli bir tavır. Bu bir tür ‘şampiyonluk reaksiyonu’ olarak okunabilir. Başakşehir’in sırrını özetleyecek iki kelime nedir deseler; ‘plan’ ve ‘denge’ en uygun ikili olur sanırım.