Arama

Popüler aramalar

Şafak Türküsü

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bu yazı onun için... Şafak Güzeller için yazılmış bir futbol yazısı. Biliyoruz, başkasının acısına bakmayı bilmeden hayatta hiçbir maçı kazanamayız! Çok maç kaybettik, bu kez birlikte gülelimBir gün bir televizyon programında şöyle bir laf etmişim; ‘Nasıl baktığınıza bağlı olarak futbol izlemek size insanlığın neresinde olduğunuzu gösterir..” Bu sözümü, benim iyi kalpli tribün ve meyhane arkadaşım Ferudun Düzağaç, not düşmüş bir yazısına. İnsan kendinden hoşlanıyor, hem birinin kalbine dokunduğu için, hem dokunduğu kalbin “Özlersen dönerim” diyecek kadar cesur bir adamın kalbi olduğu için.Geçenlerde bir mail aldım, kendisini “Beşiktaş kapalısının neferi” diye tanıtan deplase.com’dan Uludağlı Erkan Yıldız’dan. Bir şey istiyor, diyordu ki; “Arkadaşımız, Galatasaraylı Şafak Güzeller, 21 yaşında, kanserle boğuşuyor. Bırak futbolu, bunu yaz...” İşte bu yazı onun için, Şafak için yazılan bir “futbol yazısı...”Babama gideceğimBu yazıyı yazdığım gecenin sabahı Samsun’a, eve doğru yola çıkıyorum. Ama eve uğramadan doğruca Samsun Kıranköy Mezarlığı’nda yatan, beni ilk kez bir stadyumda maça götüren adama, kanserden ölen öğretmen babama gideceğim. Erkan, diyor ki; “Abi, Şafak çok genç. Direnir, yeter ki biz onunla dayanışalım. Tedavisi için Amerika’ya gitmesi gerek, paraya ihtiyaç var. İşte onun için yazıyorum sana, bir ses ver...!” Bilmem Şafak’ın sesine ses olabilir miyim? Ama bir gayret işte, onun direnişine ufak bir omuz belki, hepsi bu.Kanserden ölmesin KaradenizSon gittiğim Fenerbahçe-Bursaspor maçında Migros tribününde kocaman bir fotoğraf. Güzel gülümseyen bir adam, belli artık orada, tribününde değil. Öğreniyorum adı “Necati”. Beni tanıyanlar bilir, biz “Unutmadık! Anısı mücadelemize önder olsun” kuşağındanız. Çok abimizin, çok arkadaşımızın fotoğrafını gördük duvarlardaki yırtık afişlerde.Hiç tanımadığım “Necati”nin hiç ayrılmadığı tribünün tam ortasında fotoğrafını görünce, şakır şakır yağmur altında Beşiktaş yeni açık tribününde Trabzonsporlu şahane uşak Kazım Koyuncu için açılan pankart geldi gözümün önüne. Kocaman bir Kazım fotoğrafının yanında şöyle gerilmişti pankart; “Kanserden ölmesin Karadeniz. Yeter ulan”Ama Şafak’ın hem şansı, hem niyeti, hem gücü var. Bir de internet sitesi de var; www.safakguzeller.com adresiyle. Oradaki fotoğrafında, sarı kırmızılar içinde yatmış öylece yüzümüze bakıyor ve soruyor; “Hepimiz maça gidiyoruz! Peki ama insanlığın neresindeyiz?”Çok maç kaybettik amaBiz yaşı ufak olanların “12 Eylül kanseri”nden çıkmamıza yardım edenlerden biri de rahmetli Ahmet Kaya’ydı. İpten dönen Nevzat Çelik’in türküsünü söylemişti 1986’da. Türkünün adı, “Şafak Türküsü”ydü. Bu ‘umut türküsü’nü bu ‘direniş türküsü’nü şimdi Şafak için okuyalım.Biliyoruz, başkasının acısına bakmayı bilmeden, hayatta hiçbir maçı kazanamayız! Hepimiz çok maç kaybettik, ama bu kez birlikte kazanalım. Şafak için dört defa “Çok yaşa! İyi yaşa! Uzun yaşa! Bizimle yaşa!”