Arama

Popüler aramalar

Kilit orta sahada

Haberin Devamı

Sarı-Kırmızılılar her zamanki gibi ilk 20-25 dakikada baskıyla oyunu domine edip, Beşiktaş’ın düzenini bozmaya çalışacak. O nedenle maçta ağırlıklı olarak sonucu orta sahada oyuna irade koyacak blok belirleyecek.

Beşiktaş taraftarının uzun yıllardır görmedikleri bir başlangıçla lige giriş yapan takımlarının gidişatından heyecan duydukları aşikar. Özellikle ligin dişli takımlarından Bursaspor karşısında ortaya konan baskılı, kararlı, ısrarcı ve yaratıcı oyun tüm Beşiktaşlılar’ı meftun etti.
Öte yandan Galatasaray’ın ligdeki puan durumu, Şampiyonlar Ligi’nde alınan frapan mağlubiyetle birleşince ortalama Beşiktaşlı algısının, “Onları en kötü zamanlarında yakaladık” biçiminde tezahür edeceğini tahmin etmek de zor olmasa gerek. Ancak, aynı zamanda rehavet ve işlerin maç içinde kötü gidebileceği anlarda tribün öfkesini de beraberinde getirebilecek bu algının tuzağına düşmemek gerek.

Oğuzhan’ın yeri doldurulabilecek mi?

Galatasaray ise teknik heyetinden oyuncusuna, idarecisinden taraftarına kadar hiç kuşku yok ki bu maçı ‘onarım sürecinin başlangıcı’ olarak görecektir. Haliyle Fatih Terim ve tüm takım hazırlığını buna göre yapacak. Elbette Pepe’nin darbesiyle sakatlanıp Real Madrid karşısında oyundan çıkmak zorunda kalan Didier Drogba’nın derbi de olmama ihtimali Galatasaray için handikap gibi duruyor. Ancak Terim’in o bölgeyi onaracak Umut Bulut gibi bir oyuncusu var. Ne var ki Beşiktaş’ın, Oğuzhan Özyakup’un yerine ikame edecek bir oyuncusu var mı, orası meçhul! İki sezondur takımın ‘işler halde’ olduğu her maçta Oğuzhan’dan söz ediyor olmamız tesadüfi değil. Onun basit ve işlevsel hamleleri Beşiktaş’ın takım olarak hızlanmasının temel dinamiğini oluştururken takımın en gösterişli oyuncusu Manuel Fernandes’in de daha görünür hale gelmesine yol açıyor. O nedenle kanımca Beşiktaş, Oğuzhan’ın yokluğunda oyun düzeni açısından, Galatasaray’ın Drogba’dan yararlanamamasından daha fazla zarar görecektir.

Önder Özen’in etkisi çok büyük

Beşiktaş’ın büyük şansı ise başarılı olmuş ‘Arthur Zico/Önder Özen tandemi’ni bu kez ‘Slaven Bilic/Önder Özen tandemi’ne çevrilmiş olması. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Beşiktaş’ın şimdiye değin rakipleri üzerinde bu denli kudretli baskı kurmasında Önder Özen’in bu lige ve bu ülkedeki oynama biçimlerine dair derin bilgisi yatmaktadır. Bu bilgi Slaven Bilic gibi oyunu da hayatı da tam da tarif edilmesi gerektiği yerden tarif eden birinin yöntemleriyle birleşince ortaya herkesi memnun eden bir takım çıktı.

Melo tek kalıyor, yük stoperlere biniyor

Tahmince Galatasaray her maçta olduğu gibi bu maçın da ilk 20-25 dakikasını yine baskıyla domine etmeye çalışacak ve Beşiktaş’ın algısını, düzenini bozmaya gayret edecektir. O nedenle maçta ağırlıklı olarak sonucu orta sahada oyuna irade koyacak blok belirleyecek. Real Madrid’in sertlik içeren oyunu nasıl Galatasaray’da çözülmeye yol açtıysa Beşiktaş başta Attiba Hutchinson ve eğer oynayabilirse Veli Kavlak ile bu hattı tahkim etmeye çalışacak ve topu Fernandes’e geçirip sonuca gitmeye çalışacaktır. Galatasaray’ın direnç noktası gibi görünen Felipe Melo’nun o bölgede ‘tek kalıyor olması’ yükü fazlasıyla stoperlerin olduğu bölgeye bindiriyor ve bunun ceremesini de son maçta fazlasıyla çektiler. Real Madrid karşısındaki sonucu bireysel hatalara bağlamak yerine ‘yerleşim ve parselasyon sorunları’nda aramak kanımca daha doğru olur ve çoğumuzun gördüğünü Bilic de bir kenara not etmiştir.

Bu maç bu çileyi kaldırır be mirim!

Olimpiyat Stadı hafta sonu tıklım tıklım dolacak gibi görünüyor. Benden bilet isteyen eş dost sayısına bakarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Nasıl oluyor bilmiyorum ama stadın önüne gelenler bilet bulamamışlarsa dahi sebat ettikleri takdirde bir yolunu bulup içeri giriyorlar. Tecrübeyle sabit. O nedenle ben pazar günü 80 bini aşkın bir kalabalık tahmin ediyorum tribünlerde. Bu da kuşkusuz Beşiktaş’a takım olarak olumlu etki edecektir. Evet, tribünlerin mimarisi taraftarın organize olmasını engelliyor. Evet, sahayı görmek, oyuncuyu seçmek
birçok yerden pek mümkün olamıyor. Evet, oraya gitmek bir dert, dönmek ise daha büyük bir dert. Ama bu oyun, bu maç, bu kadar çileyi kaldırıyor be mirim!

Not: Maça gideceklere önerim motosikletli bir arkadaş bulmaları yönünde olacaktır. Ben bu kez ulaşım için bu formülü deneyeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü