MENÜ

Güllüoğlu ‘İmam Çağdaş'a karşı!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yunanistan’da da yemiştim ya, bizdekinin bırakın kapısından geçmeyi, semtine giremez. Almazlar... Öylesi ancak arka mahallelerdeki pastanelerde bulunur.. Bir de bayram öncesi Eminönü’nde, genellikle bordo renkli bir Kartal’ın bagajında... En şekerlenmişinden, en hamurundan.
Milliyet’te birlikte çalıştığımız arkadaşım Tahir Özyurtseven, ‘kökten Antepli’dir. Sordum; “Hocam, memleketin en iyi baklavacısı hangisidir?” Dedi ki; “Eskilerden Güllüoğlu, yenilerden İmam Çağdaş..” Yani Tahir, tam bir ‘Antep derbisi’ tarif etti farkına varmaksızın...
Derbi gelmiş kapıya dayanmış, ben de mevzuuyu baklavadan açayım istedim.
Çünkü, Mustafa Denizli, Fenerbahçe maçı öncesi “En büyük rakibimiz Galatasaray’dır. Onların ilerideki ‘baklavası’ -Arda-Kewell, Lincoln, Baros- Fener’den iyi” gibisinden bir şeyler söylemişti. Ve eklemişti; “Ama bizim baklavamız -Tello,Holosko, Nobre, Delgado- daha iyi...”
Galatasaray’ın ‘baklavası’ malum, son iki maçın birinde 5, birinde 14 dakikada işi bitirdi. Beşiktaş’ın ki, sondan bir önceki Fenerbahçe maçında oyuna çok iyi başladı, “Ha oldu ha olacak” derken durduk yerde Cisse kızarınca, ‘şekerlendi.’ Baklavanın geri kalanı ayakta kaldı maç boyunca, ama pek varlık gösterdiği söylenemez bir iki pozisyon dışında. Son Ankaragücü maçında ise, neredeyse Galatasaray baklavasıyla aynı dakikalar içinde maçı koparıp tribündeki taraftarına bir bayram sonu hediyesi verecekti ki, olmadı. Ve ikinci yarıda biraz korkudan, biraz rakibin direnişinden varlık gösteremedi, tek golle yetindi.
Ne var ki, ‘baklava derbisi’nde Beşiktaş’ın önemli bir kozu var elinde. Baklavanın önemli bir ayağı olan Tello büyük ihtimalle sahada olacak. Galatasaray‘da ise baklavanın önemli bir dilimi, Kewell, yok... Haliyle Denizli’nin tanımı üzerinden düşündüğümüzde enterasan bir denge oluştu denilebilir. Tam baklava Beşiktaş, bir dilimi eksik gibi görünse de taraftarı önünde oynayacak Galatasaray... Eğer Beşiktaş, mezarlıktan geçerken tırstığı için ıslık çalanların ruh haline bürünmezse ‘baklava avantajı’nı kullanabilir. Yok eğer Ankaragücü maçının ikinci yarısındaki gibi yapıp, “Devre arası gelmişken şu işi kazasız belasız atlatalım” derse o zaman baklava böreğe dönebilir.
Ama neresinden bakarsak bakalım, sıkı bir maç izleyeceğimiz konusunda en ufak bir endişem yok.. İki usta, Denizli ve Skibbe, baklavaları açtılar. Bize düşen de tribündeysek tribünde, kahvedeysek kahvede, meyhanedeysek meyhanede baklavanın şerbetini hazırlamak. Sonra, pazartesi günü kim yenildiyse artık onu aşağılamadan, incitmeden, ama galibiyetin keyfini de ihmal etmeden hep birlikte baklavayı afiyetle yemek...

YORUM YAZ