Arama

Popüler aramalar

Futbol böyle güzel

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bir futbol maçında sonucu belirleyen faktörlerden biri de karşılıklı eşleşmedir. Beşiktaş dün ilk yarı boyunca oyunu kurgulamakta zorlanıp topu rakibine teslim ettikçe işte bu eşleşmeler (karşılaşmalar) sahanın çeşitli bölgelerindeki defansif zaafları da bir bir ortaya çıkardı. Başta Bruma/Gökhan Gönül. Beşiktaş, Carole/Sneijder/Bruma koridoruna yardım yetiştirmekte güçlük çekince bu tempo için ‘hazırlıksız olan’ Gökhan Gönül çaresizce topun peşinden koşmak zorunda kaldı ve olanlar oldu.

Tolga Ciğerci / Gökhan İnler karşılaşmasında da Tolga, top kapmak ve Sneijder’in oyunu inşa etmesi için yardımcı rolünü başarıyla üstlenirken, Gökhan için aynı şeyleri söylemek güçtü. Kendi ya da Atiba’nın kaptığı topları ‘uzun oynayarak’ verimli hale getirmeye çalıştıysa da Beşiktaş’ın ‘görünmez’leri ona yardım edemedi. Kimler mi? Oğuzhan, Olcay, Gökhan Gönül ve en öndeki Cenk.

Bol pas ve sakinlik

Galatasaray ise bol pas, denge, sakinlik ve bilinçle hücum etti. Ele geçirdikleri her topu Sneijder merkezli olarak Beşiktaş yarı alanında kurgulayıp hücum ettiler. Tolga ve Selçuk göbeği kapatırken Sabri ile Carole kenarları tıkayarak oyunun boyunu iyice kısalttılar. Bu tarz, onlara iki gol ve iki net gol pozisyonu getirdi.

Şenol Güneş ikinci yarıya iki ‘görünmez’ Olcay ve Oğuzhan’ı alarak çıktı. Oğuzhan, Atiba yanından öne sürülünce takım arkasında kaldığı için beklentiyi karşılayamadığını göstermişti ama demek Güneş bunu bir kez daha test etmek istedi. Üstelik o bölge ligin şu ana kadar en iyisi olan Tolga Ciğerci’nin hükümranlık alanındaydı. Yine de Talisca’nın bir iki girişimi dışında 70’e kadar ne tempo yükseltebildi ne de oyunu kurgulayabildiler. Galatasaray skor avantajı elinde olduğundan bol pasla tempoyu yükseltmemeye uğraşırken Marcelo’nun kornerden gelen topta attığı gol oyuna başkalık kazandırdı.

Kimse üzülmedi

Riekerink tehlikeyi görüp hem oyunu soğutmak hem takımı tazelemek için Cavanda ile Josue’yi dördüncü hakemin yanına gönderdi ama yetişemedi, Cenk golü yaptı ve Beşiktaş o ana kadar ‘oynayamadığı oyun’a döndü. Adriano/Cenk değişikliğiyle baştaki düzenine dönen Beşiktaş tempoyu rakibinin şaşıracağı seviyeye ulaştıracak zamanı bulamayınca maç da iki tarafı da üzmeyen bir skorla tamamlandı.

Sonuç... Neymiş, futbol böyle güzelmiş. Hele ki o son 20 saniye... Sahada tempo, tribünde eğlence. İnsan maça geldiğini hissediyor. Gerçi Beşiktaş tribünü halen İnönü’nün çok uzağında ama zamanla o da gelişir. Galatasaray tribünü ise baştan sona maçtan kopmadı ki, olması gereken de buydu...