Arama

Popüler aramalar

Fernandes'i durdurunca!

Bu ülkede futbol bu kadar ‘temasa’ dayalı oynandıkça, sahada olan biten üzerine bir şeyler söylemek de güçleşiyor. Çünkü, ‘temas’ önce oyunun en önemli yanını, ritmi düşürüyor. Temel amaç bu zaten; “Önce ritmi yok et sonra kazanabilirsen maçı kazan.” Rize başlardaki 5-6 dakikayı çıkarırsak tüm ilk yarıyı bu formüle dayalı oynadı. Ritmi ve oyun zevkini düşürebileceği kadar düşürdü. Hal böyle olunca zaten tek merkezli Manuel Fernandes- pas trafiğine mahkum olan Beşiktaş’ın tempo yapabilmesi de mümkün olamadı. Çünkü Fernandes her yerde baskı altındaydı ve bu merkezi çeşitleyecek Necip, Veli, Gökhan Töre ve özellikle Olcay’ın silik oyunları tempo için yeterli değildi.

Maçın ikinci yarısının hemen başındaki Beşiktaş’ın 10-15 dakikalık arzulu oyun sanki ilk yarıdaki olumsuzluğu tekzip eder türdendi. Topu oynatan ve onu boş alana taşıyan Beşiktaş böylece ‘temas’tan da kurtuldu ancak bu bahar havası uzun sürmedi. Rize’ye gelince... Fernandes’in orta saha tarafından etkisiz hale getirilmesi onlar adına işleri kolaylaştırdıysa da bu durumu avantaja çevirememiş olmaları, ülkedeki ‘muhafazakar oynama’ biçiminin doğal sonucu! Oysaki ikinci yarıda iki üç dişe dokunur hücum organizasyonu yapan bir takım atak sayısını neden çoğultamaz işte o da anlaşılır gibi değil.

Beşiktaş maçı kazanacak kadar oynamadı kuşkusuz ancak bu ülkede maç kazanmaya yetecek kadar pozisyon bulduğu da bir gerçek. İlk dört haftadaki galibiyetler aldatıcı olabilirdi, oldu da. Bu takımın olgunlaşıp, devamlılık sağlayabilmesi için daha zamana ihtiyacı var. Ancak daha ivedilikle ihtiyacı olan ise oyuna hız ve tempo katacak oyuncu sayısını bir biçimde artırmak. Bu haldeki Olcay, her koşulda topu bu kadar seven Gökhan, başladığı günden bu yana çok küçük gelişme gösteren Necip’le bu olgunlaşmanın kısa sürede gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor.

Töre ‘duran top’ aramalı

Haberin Devamı

Gökhan Töre, bu ülkedeki ‘kapalı müdafaa anlayışı’na karşı Beşiktaş’a alınmış bir oyuncu. En azından Önder Özen transferi böyle tarif ediyordu. İlk devre sadece bir kez sağda buluştuğu topla içeri dripling yaparak şut attı. Oysa ondan beklenen bu olduğu gibi, ceza sahası çevresinde duran top kazandıracak kadar top saklaması da... Çünkü, duran toplar da - ki elinizde Fernandes gibi bir vuruş ustası var- hücuma dahildir ve Beşiktaş bu sayede çok gol bulmuştur. Gökhan’ın biraz daha işin bu yönüne kafa yorması gerekir.

Dentinho ne yapabilirdi?

Haberin Devamı

Bu denli durağan bir Beşiktaş izlemiş olmamızın en büyük nedeni, kuşkusuz top kapıp onu top yapıcıya servis eden Atiba ile Fernandes'in daha efektif oynamasını sağlayan Oğuzhan Özyakup'un yokluğudur. Ancak ben kendi adıma Dentinho'nun hangi plan dahilinde Peketemek ya da Ömer Şişmanoğlu'ndan önce oyuna dahil edildiğini anlayamadım. Açıkça görüldü ki, Dentinho'nun girişiyle Beşiktaş süratle ritim yitirdi ve 'doğuçlamaya savruldu.' Oysa baskı gereken son 10 dakikada en çok gereken şey sakinlik ve 'akıl'dı ve ilk terk edilen de onlar oldu.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü