Doğru koşan kazandı!
Haberin Devamı ›
Aybaba’nın bu formülü, Almeida’nın yokluğunda önce Holosko ardında genç Sinan Kurumuş’la denendiyse de tutmadı. Beri yandan müdafaa önünde ‘çift kesici’ ile oynama alışkanlığı da Necip Uysal’ın yokluğunda aksayınca maçın ilk 25 dakikası maçın başında golü de bulmuş olan Elazığ’ın kontrolünde geçti. Bu bölümde Fernandes’in ‘sinikliği’nde Oğuzhan’ın yaratıcılığına muhtaç Beşiktaş 30’lara doğru toparlandı ve oyun üstünlüğünü ele aldı. Nihayetinde Escude değişikliğiyle İbrahim Toraman’ın öne atılmasıyla hem orta saha güçlendi hem de Sinan’ın varlığıyla mecburen geride kalan Elazığ defansı öne çıkınca başta Holosko olmak üzere ‘koşucu’lara koridorlar doğdu. Ve ikinci yarı orta sahadan sürüklenen hemen her top, ilk 20 dakika ve bir kaç cılız atak dışında mecalsiz görünen Elazığ ceza saha içinde tehlike oldu.
Ortalaması vasatı aşamayan Süper Lig’deki dengizliğin apaçık göründüğü bir maç izledik dün akşam. Maça fazla değil bir parça ‘enerji koyan’ ve topu kendi arasında daha çok gezdirmeyi başaran takımın rakibine üstünlük sağlamasına yeten bu ligde Beşiktaş ilk yarı oynadığı maçları anımsatan bir tempodaydı.
Geçen hafta yatıp kalkıp milli takım konuştuk. Bu ligden nasıl bir ‘üst düzey milli takım’ beklenir, varın siz düşünün..
Maçı izlediğimiz ve ‘totemler’in havalarda uçuştuğu Beşiktaş’taki Celil’in yeri Kartal Restaurant’ta en az üç kişinin 1-3’lük sonucu tahmin etmiş olması da en azından benim açımdan gecenin enteresan anlarından biriydi...