MENÜ

Derbiye öteden bir bakış...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Taraftar dengesi olamayacağından, tribün eğlencesinden de mahrum kalacağım. Oysa böylesi maçlara o aromatik lezzeti veren şey, oynanan futbolun yanı sıra tribündeki yaratıcı eğlencedir. Örnek, iki sezon önce açılan o ünlü Ortega pankartı gibi... Oysa tribünler yarı yarıya paylaşılıyor olsa ve maç sıkıcı da gitse - ki taraftar buna izin vermez - hiç yoksa eğlenir, güleriz... Son gittiğim Beşiktaş - Ankaragücü maçı da böyleydi. Beş gol ve kaçan biri ciddi diğerleri tırıvırı pozisyonun dışında futbol adına pek de eğlenceli olmayan o maç, tribündeki yeni besteler, Fenerbahçe maçına yapılan göndermeler ve bizatihi Yılmaz Vural’ın varlığıyla neşe içinde bir gün geçirmemize neden oldu. Gönül isterdi ki, o neşeli çocuklar Saracoğlu’na da gelebilsin ve maçı maç yapsın. Beşiktaş malum, derme çatma bir takım, ama Rıza Çalımbay işi yavaştan yoluna koyuyor gibi. Gerçi takımın balans ayarı henüz tam olarak yapılabilmiş değil. Bir iki maç ‘eh fena oynamadı’ gibi yapıyor, sonra bir bakıyoruz, takım ortadan kayboluyor. Oysa dakikası bilmem kaç milyara gelen onca futbolcu alınca ‘kaybolmayan sakız yapmak’ gerekiyor. Az orta yapan, az şut atan, ama çok koşan bir Beşiktaş var Rıza Çalımbay’ın elinde. Bu sene şimdiye kadar izlediğim en iyi takım olan Fenerbahçe’yi yenmek ve yenerken de gerek oyuncu seçimi gerek taktik anlayışı Çalımbay’ın bir üst sınıfa terfisi anlamına da gelecek... Elbette, en azından benim için. Dikkate alırsa bir öneri! Hemen arka sırada oturan Giray Bulak’ın sınav kağıdından bir parça kopya çekmenin kimseye bir zararı olmaz. Hani şu, Ümit Özat’ı çıkarmamak için örneğin Carew’i oraya göndermek ve onunla birlikte müdaafanın göbeğinde delikler yaratmak gibi... Tabii en iyi atraksiyonları Çalımbay’ın bizden daha iyi bileceğini de hiçbir zaman unutmuyoruz. Dur bakalım, ne olacak! Bu yöneticiler çıldırmış olmalı Okudunuz mu bilmem? Bir kısım Galatasaraylı yönetici ve diğer bir kısım Fenerbahçeli yönetici, bir sonraki sezon takımın başına Lucescu’yu getirmek için başkanlarına öneri götürmüşler. İnsan düşünmeden edemiyor, koca dünyada Lucescu’dan başka hoca kalmadı mı diye. Dünya iyi hoca kaynıyor, bulabilene. Üç yıl önce Mourinho adını duyanınız var mıydı? O Mourinho ki, bizim yöneticilerin elinde iki maç kaybetse, kuyruğuna teneke çoktan bağlanmıştı. Ayrıca Daum da, Hagi de gayet bilgili - görgülü insanlar. Yoksa iki takım da ligin tepesinde olur muydu? Ben olsam o yöneticilerin yerinde; Daum’un yerine Todor Veselenoviç’i, Hagi’nin yerine de Jupp Derwall’i düşünürdüm! Ne de olsa ikisi de Türkiye’yi Lucescu kadar tanıyor... Lahevlevela, innasabirin...

YORUM YAZ