Çocukça oynuyoruz
Haberin Devamı ›
Abdullah Avcı’nın toplu oyunda iyiyiz fakat topsuz alanda kötüyüz analizi hayatta bildiğimiz şeylerde bir tanesi. Hâlâ çocukça oynadığımız için, top bizdeyken iyi ama top rakibe geçtiğinde organize olma, saha parselasyonu, oyuncuların arasındaki mesafelerin korunması, alanların daraltılması gibi temel futbol prensiplerinden uzağa düştüğümüz için bütün bu durumlar yaşanmaktadır. Çünkü, oyunu bir tür çocukluk meselesi gibi algılıyoruz. Profesyonel oyunun içinde bulunan başka dinamikler bambaşka metrik değerler olan bir şeyken biz sadece top ve gol peşine düşüyoruz. Oyunun en derinlikli iki kanadı olan sağ ve sol bek, oyunun gidaşatı hakkında etkin bir rol üstleniyorlar. Ülkede fark ediliyorsa bu iki tip oyuncudan neredeyse hiç yok. Sağ tarafta Gökhan Gönül dışında, sol tarafa en iyisi dediğimiz Hasan Ali Kaldırım veya İsmail Köybaşı gibi oyuncularda vasat seviyesini bir türlü aşmayı beceremeyen yapı durumuna geliyorlar. Oyunu takip etmek, oyunu gözlemlemek, yer bilgisi, bir oyuncuda, fandimental denilen altyapıdan, bu kadar uzağa düşmüş oyuncu kalabalığı olan bir ülkede; milli takımın yukarıya doğru çıkmasını beklemek durumu çok fazla idealleştirme olur. Sanıyorum Romanya maçı kilit maç olacak, eğer orda kaybedilecek bir ‘Dünya Kupası’ hedefi, herhelde milli takıma yeni bir hoca yeni bir taz, yeni bir bakış açısı aranacaktır.