Arama

Popüler aramalar

Yazık...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Yazık... Çok yazık... Kötü başladık maça, ilk 20 dakikada anlamsızca geri yaslandık. Sanki 0-0 korunabilir ve maç boyu sürdürülebilir sonuçmuş gibi oyun oynadık. Ürkek durduk, tedirgindik, topa sahip olup oyunu yönlendiremedik. Sadece disipliniyle sahada olan Almanlar bizi döndürmeden, orta sahada her topa bastılar. Aldıklarını Pitroipa, Guerrero ve Oliç’e çabuk aktardılar. Onların final vuruşunu ilk yarıda yapamamaları bizim için şans oldu. 20. dakikadan sonra oyunu dengeledik. Bunda da sebep, Almanlar’ın temposunun düşmesi oldu. Biz de biraz rahatlayınca özellikle Arda, Sabri, Baros ve Ayhan’la doğru işler ve iyi baskı yapmaya başladık. Ve nasıl oynamamız gerektiğini bize anlatırcasına, pas hatası yapmadan, ilk hızlı hücumumuzda Baros’un çabukluğuyla penaltıyı bulduk. Kötü oyun tam da zamanında gelen iyi skorla Sami Yen’de bayram havası estirirken, üstüne üstlük bir de ikinci yarıda 2-0 öne geçince, Kadıköy şarkıları söylenmeye başlamıştı. Ama rüya Hamburg antrenörü Jol’ün akıllıca, oyun içinde futbolcularının pozisyonunu değiştirmesiyle sona erdi, işler tersine döndü. İçerde oynattığı Guerrero’yu öne çıkarıp, Oliç’i onun yerine sağa çekince, bizim defansı dengesizleştirdi. Aynı oyuncuyla üç dakikada iki de gol bulup, Sami Yen’i sessizleştirdi. Galatasaray kenardan doğru hamleleri yapmadı, ‘eldeki malzeme bu, helva bu kadar yapılıyor’ demeye gerek yok. Eğer 2-0’a getirdiyseniz oyunu ve de Avrupalı’ysanız, o maçı vermemelisiniz. İyi niyetinden şüphemiz olmayanlar bir yana, niyetsiz olan Lincoln ise gecenin Cim Bom’a yakışmayan futbolcusuydu. Yapamadıklarımızın daha çok, doğru yaptıklarımızın daha az olduğu UEFA gecesi, yazık hem de çok yazık denecek şekilde sona erdi.