Stres topu

Haberin Devamı ›
Ne bireysel silahlar, ne takım oyunu hepsi kocaman hikayeydi dün gece. Milyon dolarlık kramponlar itişip kakıştılar, sonra da kapıştılar. Koşturmacaya benzer, adına futbol denmeyecek garip bir oyun sergilediler. Oysa ki bu maçın tek sonucu yarıyordu onlara ve derbilerin 100. yılının ilk karşılaşmasında birbirlerinin ipini çektiler, en yaramayan sonuçla geceyi bitirdiler. Maçın teknik yorumunu yazmadan önce sonrmak istiyorum bu kadar marka olmuş kulüplere, 100 yıllık koca çınarlara, para verip oynattığınız bu futbolcuların hareketleri yakıştı mı? Sakın ola ki, Galatasaraylılar kendi penceresinden, Fenerbahçeliler de kendi pencerelerinden bakıp haklılık payı aramasınlar; futbola ihanet gecesi yaşattılar.
Fırat Aydınus iki dakika arayla sarı kartı hakeden Selçuk’u oyundan atmayınca, maçın esas ‘faili’ oldu. Her düdükten sonra bütün futbolcular hakemle toplantıya koştular. Sonda çıkardığı kırmızı kartları, başta çıkartsaydı Aydınus, futbol izlemek için stada koşanlar rezillik değil, futbol izlerlerdi.
‘Valiz toplama’ maçında her iki takım da gol yememeyi düşündü öncelikle... Alanı daralttılar, çok adamla baskı yaptılar, topu çaldılar, çaldıkları topu cömertçe harcadılar. Rekor düzeyde top kaybıyla oynadılar. Hal böyle olunca, top ayakta durmayınca, istedikleri gibi oyunu yönlendiremediler. Neresini anlatalım, 14. dakikada sakatlanan Gökhan’ı takip etmeyip, kulübede yere bakan, oyuna müdahale etmeyen Aragones’i mi, anlamsızca Nonda’yı 90+1’de sokan Bülent hocayı mı, yoksa sahada futbolculara yalvaran yöneticileri mi? Hepsi birbirinden beterdi, yazık hem de çok yazık...