Son çıkış
Haberin Devamı ›
Biraz onun stresiyle, biraz da kendi savrukluğumuzla ilk yarının ilk 30 dakikasını hovardaca harcadık. Önceki hastalığımız bu dakikalarda da sahaya yansıdı. Düşük tempodaydık. Nuri ve Selçuk merkezde oyunu hızlandırmalıydı.. Bunu yapmadık, tam da Macarlar’ın istediği, onlara yerleşebilecek süre veren bir oyun oynadık. Hasan Ali-Arda tarafının çalıştığı kadar Gökhan Gönül tarafını kullanmadık. Rakibin işini kolaylaştırdık. Macarlar saha parsellemesini doğru yaptılar, aldıkları topu da yakınındakine doğru yardımlaşarak aktardılar, basit oynadılar, zaten kaliteleri ve kapasiteleri de ancak bu kadarını yapabilir düzeydeydi.
24’üncü dakika Onur’un aynı anda iki kez golü önlediği ve bize oynamamız gerekli işaretini veren dakikaydı. İlk yarının son 10-15 dakikası ile ikinci yarının ilk 20 dakikası biraz bize benzer, bize yakışan performansımız vardı. Zaten üstün olduğumuz bu dakikalarda da topu yere indirdik, oyunu yönlendirdik, rakibin dengesini bozacak paslar yaptık. 63’üncü dakikada da gecenin en başarılı oyuncusu Arda’nın getirdiği ve Avrupalı golcü Burak’ın attığı golle umutlandık, keyiflendik. Ama öyle işler yapıyoruz ki bir çuval inciri berbat etmekte üstümüze yok. Kalitemizi inkar edercesine olmayacak şekilde taçtan gol yedik... Yazık.. Çok yazık. İlk 11 ve oyuncu değişikliklerini hiç eleştirmeyeceğim... Çünkü böyle geceler, tek atış, tek yürek ve tek hedef gerektirir... Olmadıktan sonra neyi konuşacağız, neyi eleştireceğiz... Ve bir soru: Eylül’e kadar neyi bekleyeceğiz?!..