Arama

Popüler aramalar

Sadece gol

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Nihavent makamında, uyku öncesi rehavet kıvamında, temposu olmayan 90 dakikanın sonunda, Aydın ile gelen gol gecenin tek güzelliğiydi. Günümüzün moda alışveriş deyimiyle; taksitli ve indirimli kampanyayla kaleci Souleymanou’nun da ikramı olmasa, zaten tatsız olan futbol meyvesiz kalacaktı.. Ve belki de Cim Bom, 1 puanla başladığı maçı, 1 puan üstüne daha koyarak, bundan sonraki karşılaşmalarda puan paniğine kapılacaktı.
Yorgunlar kenarda, diriler sahada başlamıştı. Ama düdükten sonra görüldü ki, uzun süredir oynamayanlar kendilerine verilen şansı iyi kullanamadılar. Ne Ferdi, ne Volkan, ‘Bizim oynamamız gerekli’ mesajını hocalarına veremediler. İstanbul’un sarı-kırmızısı böyle olur da, Kayseri’nin sarı-kırmızısı ona nazire yapmaz mı?.. Onlarda da bir isteksizlik, bir durgunluk vardı ki, sanki, ‘kupa fuzûli’ diye bağırıyorlardı. Cim Bom’un kocaman bıraktığı orta sahayı, Kayserispor’un parmakla gösterilen oyuncusu Mehmet Topuz, herhalde hiç anlamadı ve görmedi ki, oyunda yok gibiydi. Ne Toledo, ne Saidou, ne Mehmet Eren ne de Ragıp ve Turgay, kendileri gibi değildi. Sarı-Kırmızılılar ise rakibe verdiği gol pozisyonlarıyla ve kendisini bulup, atamadıklarıyla aklı oyunun dışında, sanki geçen hafta sonu görüntüsündeydi. Oynayanı da, gireni de, çıkanı da, seyredeni de, ‘Bitse de gitsek’ havasındaki maçı yazan bizler için, en mutlu an, hakemin bitiş düdüğüydü.