Arama

Popüler aramalar

Net görüntü...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bir maç öncesinde de kötü değildik ama dün geceki isteğimiz, arzumuz ve iştahımız bir başkaydı. Oyunun başından sonuna kadar hep kazanmak istedik. Kaybettiklerimizin arkasından koşup kazandık.. Gecenin başında kopuk kopuk da olsa daha sonra oturan takım kurgusu, topu daha iyi kullanır hale getirdi bizi.. Emre Saracoğlu’nu özlemiş. Dün gece müthiş işler yaptı. Takımının hem ağabeyi oldu hem de işçisi. Her yere yetişti. Tempoyu takımı adına hep ayarlayandı. Topal, ahtapotla örümcek karışımı orta sahayı enine de boyuna da kontrol eden adamdı. Yorulana kadar Gökhan, sağ kanadı iyi kullandı. Hasan Ali de o dakikalarda aynı şekilde katkı yapmalıydı. 60’tan sonra Gökhan durdu, Hasan Ali bindirdi. Ama sahanın içerisinde Milli Takım adına hep birlikte iyi şeyler yapma ve skoru yakalama arzusu ışıl ışıl parladı. Hem gollerde hem de Estonya kalesinde yaratılan tüm tehlikelerin içerisinde Arda’nın usta ayakları vardı. Nur topu gibi problem yaptığımız Selçuk işi de dün gece bir nebze çözüldü. Onun oyuna girmesiyle 4-3-3’e döndük. Müthiş yetenekli kreatif orta sahamız oldu. Estonya, savunma arkasını sadece uzun toplar atarak tek figürlü hücum anlayışına sahipti. İlerleyen dakikalarda Ömer ve Semih kadameye derinlik vererek Hollanda’daki yanlışa düşmeden rakip atakları etkisizleştirdiler. Burak’ın alışık olduğumuz hamlesiyle 20’nci dakikada 10 kişi kalan Estonya, savunmada kalabalıklaşarak akınlarımıza çare üretmeye çalıştı. Ama çabaları yetmedi. Milli Takım’ın elindeki kadro her formasyona dönüşecek kapasitede. Hep söylediğimizi tekrarlayalım. Bu Milli Takım, teknik heyet ve futbolcularıyla iyi yönetilebilirse Brezilya’da samba’ya gider. Geceye yakışmayan tek şey son dakikalarda Burak’a yapılan protestoydu...