Arama

Popüler aramalar

Ne oynadınız!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Peki kendi sahasında oynayan, üstelik de Sneijder transferiyle morallenen Galatasaray’a ne demeli! Rakip panikliyor, Galatasaray ondan daha fazla telaş yapıyor. Her iki takımda da topu yere indirip pas trafiğini işletecek merkez organizasyonu yapacak oyuncu yok. Beşiktaş kalabalık orta sahayla oyuna başlıyor, öyle de devam ediyor. O zaman ne olması lazım?.. Topa daha fazla sahip olan takım olmalılar değil mi!.. Ama olmuyor, olamıyor... Fernandes beklentilerin zaten altında, Olcay bir tarafta dökülüyor, Veli ise ne yaptığını bilmiyor... Bunlardan yararlanacak Galatasaray ise, doğrularla başladığı maçta yanlışa dönüyor. Skoru çabuk yakalamasına rağmen ve kötü Beşiktaş’ı bulmuş olmasına rağmen frene basıyor, oyunu yavaşlatıyor. Kısacası; rakibine ‘toparlan’ diyor.. Fırsat veriyor. Melo zaten hem kendinle hem rakiple, kimseyi bulamazsa topla kavga ediyor. Yük Selçuk’a biniyor, o da eski Selçuk değil. O zaman da Galatasaray organize olamıyor. Beşiktaş’ın sağbeki, solbeki zaten arızalı. Maçın başında kullandığı kadar, sonra buraları Galatasaray, kullanmayıp, rakibi rahatlatıyor. Fatih hoca, Elmander-Umut’la başlayıp, doğru karar veriyor. Melo atılınca, herhalde o da sinirden hata yapıyor. Önünde tek top tutacak Elmander’i oyundan alıyor. Özkalfa ise, iki senedir torpille usta yapılmaya çalışılıyor!.. Ama nafile... Maçta ki, en doğru kararı ise Melo’yu atmak oluyor. Bu derbiye bakalım, Türk futbolu nereye gidiyor... Ondan sonra konuşalım. Gecenin kazananı 3 puanı ile Galatasaray oluyor. Bir diğer kazancı da bizce Melo’dan kurtulma fırsatı buluyor...