Arama

Popüler aramalar

Kazak ördük

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

2012 yolculuğuna 3 golle ve 3 puanla başladık. Hem puan cetveline hem averaja yarayacak skorla döndük. Bu da iyi. Bu tip turnuvaların daha önce başımıza dert olan küçük takımlara harcadığımız puanları kaybetmeden başlamış olduk. Bu da iyi. Kadro tartışılırken bu skorla morallenip Türkiye’ye dönmek elbette ki iyi...

İyi de, bu futbol, bu milli takım görüntüsü, bizim için kendi sahamızda mutlak kazanmamız gereken Belçika maçı için yeterli mi? İşte bu noktada yukarıda saydığımız iyileri biraz azaltacağız gibi görülüyor. Denilebilir ki suni çimde, suni futbol oynadık. Veya çok da konsantre olamadık! Bunlar kabulümüz değil. Önce Hiddink,dikine oynayan, önde çabuk koşu yapabilen, hücum varyasyonunu geriyle kontrol eden bir şablon koymuş. Sahadaki görüntü ise bu düşüncenin ‘kekeme’ haliydi. Emre koordinasyonunda, Marko destekli, Hamit çıkışlı, Arda’nın futbol zekasına dayalı, Nihat’ın fırsatçılığı ve bitirici vuruşları beklentili, Tuncay’ın yıpratıcı özelliği, Hiddink’i belli ki cesaretlendirmiş. Haksız da değil. Bu isimler iyi olduklarında hocalarını güldürebilirler. Ama dün gece bir vardılar, bir yoktular. Bir parladılar, bir söndüler. Organize atakla gelen çok pozisyonumuz da yoktu. 2-0’ken kalemizde tehlike yaşatan Kazaklar’ın az adamla yakalanan kalesini de çok zorlayamadık. Geri dönüşlerde yavaştık, tempoyu da düşük tuttuk. Top bizde kalsın diye çok pas yapmaya çalıştık, çok koşan Kazakları bu pas trafiğinde eksiltemedik. Bir başka sorun da Kazakistan gibi bir takıma duran ve yan toplarda veriğimiz pozisyonlardı. İkinci maç öncesi küçük uyarılardır bunlar, diyelim. Bir turnuva daha kaçırmamak için, Ay-Yıldızlı çocuklarımızı Saracoğlu’nda çarşamba günü sonuna kadar desteklemeye gidelim.