Kaza (mı!)

Haberin Devamı ›
Maç öncesi Schuster 6+2’den şikayet ediyordu. Belli ki takımı kafasında oturtamamış ve tercihlerini yapamamıştı. Dün gece sahaya takım çıkınca, durumun da böyle olduğu zaten anlaşıldı. Büyüklerin belalısı, geçen sene onlara kök söktüren Belediye’ye karşı orta sahada üstünlüğü alıp oyunu yönlendirmek yerine, uzun toplarla ağır olarak düşündüğü rakibin defansına çullanıp, çabuk gol bulmayı hedeflemişti. Delgado, kale hariç en oynamayacağı yerde başlatıldı. Bütün yük Ernst’e bindi. Zaten oyunu set etmeye ve çok koşup, kalabalıklaşarak oynamaya alışkın Belediye’nin de bu oyun ekmeğine yağ sürdü. Schuster topu yere indirmeden dan dunla, iyi yerleşen bu tip takımlara böyle gol atmanın mümkün olmadığını Guti değişikliğini yapana kadar göremedi. Sonra da radikal değişiklikle Guti-Tabata ikilisini alıp, 4-4-2’ye döndü. O ana kadar Holosko’nun önde tek oynayamayacağını da anlamamış olsa gerek ki, skoru Hilbert-Quaresma’dan gelecek yan ortalarla Holosko’dan bekledi... Oysa ki kanatları Rızvan ve istikrar abidesi Ekrem başarıyla kapatmıştı.
Eh, arayan mevlasını da bulurmuş, saçma sapan işler yaparsan kalende iki golü de! Beşiktaş’ın coşkusu, tribünlerin inanılmaz katkısı ve yanlış hesap bile, Belediye’nin kazı çalışmasına takıldı. Umarız erken gelen bu kaza, bundan sonraki maçlarda takımları daha iyi analiz edip, elindeki yabancı kısıtlamasından şikayet etmek yerine, zengin kadro ile nasıl kazanılacağını Schuster’e gösterir. Quaresma’nın topu paylaşmaması, Nihat’ın sorumluluk almaması, Cenk’in kalesinden çok uzakta durması gecenin diğer notlarıydı. Hakemlerin şort ve tozlukları, Beşiktaş’ınkilerle aynıydı. Fırat Hoca tecrübesi, buna izin vermemeliydi.