Arama

Popüler aramalar

İlaç gibi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Hem moral hem de güven geldi futbolculara. Sarı-Lacivertliler iyi başladılar oyuna. Öncelikle Kuyt ile rakibe önde baskı kurarak oynamak istedikleri bölgeyi de seyredenlere gösterdiler. Kendi sahalarından uzak, rakibin sahasında daha çok bulunacak baskıyı koydular. Fenerbahçe istediğinin karşılığını tam alırken, Hasan Ali’nin uzun adamla eşleşme yanlışlığından gol yedi. Aslında o ana kadar oynadığı oyunun karşılığında kalesinde görmemesi gereken de bir goldü bu. Ama geceyi zaferle kapatmayı kafasına koyan futbolcular yılmadan, yıkılmadan çok güzel dakikada Fenerbahçe adına golü buldular. Sonra da daha iyi pas oyunuyla rakibi çaresiz bıraktılar. Cristian ve Sow görevlerini eksiksiz yerine getirdiler. Caner’in oyundaki devamlılığı ise Fener’in motor gücü oldu. Gökhan’ın kanattaki bindirme ısrarı da Almanlar’ı yordu. Meireles İngiltere’den getirdiği esintiyi attığı güzel golle Sarı-Lacivert skor tesciline dönüştürdü. Rakibi çökerten, tribünlere moral veren Fenerbahçeli futbolculara da “Artık maç bize geldi” dedirten bu gol çok önemliydi. Bir kırılma anı da 59. dakikada Volkan’ın inanılmaz çıkardığı gol pozisyonuydu. 60. dakikadan sonra Fenerbahçe Kuyt’ın da oyundan düşmesiyle önde top tutamamaya başlayınca, rakip hoca da hücumcularını oyuna sokunca maçın tadı Fenerbahçe adına biraz kaçtı. Bekleyerek top oynamak yerine bu dakikalarda aksiyon koymak gerekliydi. Öyle veya böyle Fenerbahçe büyük bir avantaj elde etti ama aklımıza da; bugüne kadar sahada bu özveri ve performansı bu futbolcular neden koymadı sorusu geldi!? Yarınlar Fenerbahçe için kavga günü olmamalı. Başarıya sevgi ile koşulmalı...