Arama

Popüler aramalar

Hesap kesmeyin

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ortalık toz duman oldu... Çok değil; kısa bir süre önce, Galatasaray ona karşı önlem almadığı için yenildi denilen, daha önce de milli takıma seçildiğinde geç bile kalındı bu kalitedeki futbolcu daha önce milli takıma davet edilmeliydi ortak düşüncesiyle alkışlanan Yusuf’un Beşiktaş’a transferi ile...
Neden alındığının mantığı çözülmeden veya araştırılmadan; niçin alındığı bağırışının daha kolaycılık olmasından herhalde olsa gerek, “yaşlı bir futbolcunun” (ki, geçen aylarda yaşlı dediklerine, tecrübeli diyorlardı) ne işi varmış! Üstelik de, bu fiyata eleştirisinde bulunanların bizce gerçek fikirleri bunlar değil!
Onların durumu biraz bağcıyı dövmekle, üzüm yemek arasında kalmış gibi görünüyor. Hedef Yusuf’u eleştirmek olsa: Başka takımdayken dikkat edilmesi gereken, üzerine adam markajı vermezseniz sizi dağıtabilir ahkamı kestikleri futbolcunun gelişine karşı çıkar mıydı, bugün bağıranlar diye düşünüyoruz. Öyle ya, dün rakip iken çekindikleri “tecrübe”nin, bugün kendi silahı olmasını başka neden istemezler ki? Mantıklı düşünürseniz... Anlaşılan o ki, Demirören’e vurmanın bir yöntemi olarak Yusuf kullanılıyor ve zaman zaman da önümüzdeki dönemde kullanılacak. Bizim de itirazımız bu şekilde hesap kesimine.
“Fenerbahçe eskilerini mi alacağız?” diye soranlara ise, bir hatırlatma: Şunu unutmayın, Yusuf başka takımlarda iyi oynadığı için Fenerbahçe’ye geldi. Mutlu olmadığı ve performansı düştüğü için de gitti. Bu şu demek, oranın malı da olmadı, oradan yetişmiş olmanın etiketini de üzerinde taşımadı. Sadece profesyonel olarak Sarı-Lacivert formayı giydi ve işi bitince de ayrıldı.
Bir ufak ayrıntı paylaşıp, bir de Beşiktaşlılar’a tüyo vermek istiyorum: Denizlispor’da genel menacerlik görevine getirildiğimde Yusuf Şimşek kadrodışı kalmıştı. Takımdan uzaktaydı... Kendisini eskiden tanıyan ve güvenen biri olarak onu tekrar takıma döndürdük ve kaptanlık göreviyle de önemli bir sorumluluğu omuzlarına yükledik. Gerisi malum... Futbolseverler hatırlarlar, o sezon Yusuf son Fenerbahçe maçında dahil Denizlispor’u taşıyan isim oldu.
Anlatmak istediğim de budur işte. Ama anlayana, ön yargılı olmayanlara. Yapılacak iş ise: Yusuf’a tribünlerin sahip çıkıp, lüzumsuz tartışmaların yerine ona güvendiklerini ve sevdiklerini göstermeleridir. Böylelikle Kara Kartal şampiyonluk hedefine varacak önemli bir silahı da ateşlemiş olacaktır. Lincoln ve Alex hayranlığı ne ise, Beşiktaş’ta da Yusuf o olacaktır. 90 dakika oynamıyor eleştirisi getirenlere cevabımız ise, Yusuf kalitesinin 20 dakikasının bile Türkiye Ligi’ne yeteceğidir. Beşiktaşlılar, Delgado’nun belirsizliğinde Yusuf’un aralara bırakacağı toplarla müthiş coşkuyla İnönü Stadı’ndan ayrılmanın yollarını aramalıdır, boş yere tartışacağına.
Ligin ilk haftasında rakipler birbiriyle oynarken ve Galatasaray da Sivas deplasmanında zorlanacakken izlenmesi gereken yol, Beşiktaş’ın iç saha avantajıyla birlikte şampiyonluk yarışında rakipleri kadar şanslı olduğuna inanıp, o yönde birlik olmaktır.
Bir çift sözümüz de Yusuf’a. Tecrüben, olumsuzlukları duymayacak ve sana güvenenleri utandırmayacak büyüklükte, bunu çık İnönü’de herkese göster... Aksi olursa, bil ki seni en çok ben eleştireceğim.