MENÜ

Harakiri

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Düşünüp, taşınsanız herkesin puan kaybettiği haftada, ancak bu kadar saçmalarsınız. Zirve yarışçısı Galatasaray, düşme telaşlısı Kocaelispor’a nasıl teslim oldu anlatalım. Bordeaux maçının yorgunluğu dillere dolandı. Bu pazarın kadrosu, önümüzdeki perşembe rövanşa göre sahaya sürüldü. Bir kere şunun bilinmesi lazım; Galatasaray, çarşambadan sonra oynadığı pazar maçıyla pazardan sonra oynayacağı perşembe günün rövanş maçını yorgunluk lafını ağzına alabilecek acemilikte değil. Oyuncuları geldikleri camianın büyüklüğünü, haftada 2 kere maç yapabileceğini bilmeliler; bilmiyorlarsa onlara birileri öğretmeli. Ama öğretecek kişi, kesinlikle Skibbe değil. Çünkü o, şirin görünmek uğruna, sürekli sırt sıvazlayan, taviz veren ve Galatasaray’ın ne olduğunu bilmeyen yedek bir antrenör. Sahaya çıkan kadro yedek değildi, kulübedeki antrenör yedekti. Başantrenörü ise, Galatasaray’dan daha önce kovulan akıl hocası Feldkamp da dün gece felaketti.
Hücum ağırlıklı kadroyla çıktınız... Peki! Rakip hücum ederken, ne yapacağınızı iki Alman biraraya gelip, düşündünüz mü? İki Mehmet’ten ne umdunuz? Üçlü oynarken bunlardan en az ikisini çabuk adam olma zorunluluğunu nasıl unuttunuz? Üstelik de orta sahayı kalabalık tutan Kocaelispor’a karşı, çağdaş futbolu inkar edercesine yavaş oynadınız. Gollere davetiye çıkarırken kulübede Skibbe’nin, tribünde akıl hocası Feldkamp’ın kafasında Bordeaux mu vardı? Bu sistemde gerideki üçlünün önünde oynayan orta sahanın kanat adamları çok önemli demiştik. Bir düşünün Sabri ile Kewell ne yaptılar? Galatasaray seyircisinin sabırla beklediği Lincoln, golün dışında neredeydi?
Harakiri yaptınız, tribündeki az sayıdaki taraftarı, televizyon başında size gönül veren milyonları kahrettiniz. Bakalım; enkaz kaldırma çalışması nasıl olacak?

YORUM YAZ