Eveleme geveleme

Haberin Devamı ›
Bunun mazereti olmaz. Anlatacak, savunacak hiçbir yanı bulunmaz. Gruptaki bire bir rakibimiz 6 puanla bize gelen Romanya ve yenmemiz şart iken, biz hafta içerisinde o ‘boncuk’ gibi ‘yenemiyorsan yenilme’ lafını sakız gibi çiğnedik... Güvensizdik, inanmamıştık...
Üstelik de takım disiplini adına futbolun ince taraflarını bilmeden sadece özveriyle çok doğru alan kapatan Romanya’dan ürkmüştük. Emre hariç oyun içinde sorumluluk alan futbolcumuz yoktu. Oyuna etki edecek kulübeden de herhangi bir hamle, oyun formatı değişikliği, aksiyon yaratacak, skora etki edecek bir şey görmedik. Hamit, Topal, Emre, Arda, Sercan ile orta sahada düğün evi kalabalıklığında üretken olmayan kargaşa yarattık. Üç pası arka arkaya yapamadık. Ömer ile Semih, acemice kollektif pozisyon hatası yaptılar. Rumenler kanatları kontrol edip, bizi ortada da kapatınca hem pas yapacak boş alan bulamadık hem de top bizdeyken emekliler gibi yavaş hareket ettik.
Oysa ki kadroya bakarsak; hem birebirde adam eksilten hem de ikiye birlerde rakibi oyundan düşürebilecek oyuncularımız vardı. Ama bu özelliklerini herhalde dolapta bırakmışlardı. Şut takımı gibi göründük. Emre, Topal, Hamit, Umut beklenmedik anlarda sıkışan oyunu şut ile bozar dedik. İlk denememiz Hasan Ali’yle 33. dakikada oldu. Bu anlamsız futbol oynadığımız ve ne yaptığımızı bir türlü anlayamadığımız gecenin en beklenmedik işini de Volkan yapınca Brezilya’yı uzaktan görür hale geldik. O kalitede bir kaleci 22-23 metre varken, üstelik yanında da takım arkadaşı koşuyorken böyle bir hata yapmaz... İkinci yarı üst üste tehlikeler yaşarken, 62’de Cocıs yüzde yüz golü kaçırırken sadece seyrettik. Rumenler final vuruşu beceriksizi olmasa skor daha da hazin olurdu...