Arama

Popüler aramalar

Diyarbakır açılımı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Diyarbakır’ın hakkını teslim edelim... Genelde böyle maçlardan sonra büyük takımların nasıl yendiklerini ve neden yenildiklerini yazarız. Sahaya ter akıtan, emeğini koyan, bileğinin hakkıyla puan alıp gidenleri unuturuz. Biz Ziya hocayı ve futbolcularını alkışlayalım. Ve dönelim Fenerbahçe’ye...

5 atıyorsun sonra 3’lüyorsun ondan sonra da sahanda düşmeme mücadelesi veren rakibine anlamsız telaşla, panikle puan bırakıyorsun. Bunun izahı olmaz, mazeret üretilmez, görmezden gelinemez. Zemine kabahat bulanlar olacaktır. Diyarbakır’ın tatlı-sert futbolunu da dile getirenler olacaktır. Ama işin özü öyle değil! 90 dakikanın sonunda kornerden gol haricinde Fenerbahçe’nin kaleci Gökhan’ı zorladığı pozisyon aklınızda kaldı mı? Oysa ki, 8. dakikada Bebbe’nin direkte patlayan şutu, 59’da Emre’nin hatalı pasıyla Tazemeta’nın bulduğu pozisyonda Volkan’ın kurtarışı Diyarbakır adına aklımızda kalanlar... Fenerbahçeliler’in mücadele etmediğini, koşmadığını, istekli olmadığını söylemek mümkün değil. Sorun; golü çabuk bulmak adına, yanlış pas tercihleriyle sahayı yanlış kullanarak Diyarbakırlılar’a istedikleri oyunu oynatmalarıydı. Rakip, kanatsız oynarken, Sarı-Lacivertliler de ısrarla oyunu kanatlara çekmeden dikine göbeğe oynamaya çalıştı. Kenar çizgileri denemeyip, Diyarbakır’ın ekmeğine yağ sürdüler. Rakiplerini morallendirdiler, dirençlerini artırdılar. Diyarbakırlılar, belki de ilk defa oyun alanını bu kadar genişleterek oynadı, Fener’e fırsat verdi. Ama Kanaryalar, ‘Diyarbakır açılımı’ndan faydalanamadı. Güiza’nın girişi 4-4-2’ye dönen sistem, Emre kenar çizgiyi kullansın diye verilen taktik işe yaramadı. Şampiyonluk yolunda Fenerbahçe seyircisi önünde mazeretsiz 2 puan bıraktı.