Antep baklavası

Haberin Devamı ›
Kim ne derse desin, zor bir deplasman gecesiydi dün Galatasaray için. Önceki haftalara bakıp, kağıt üstünde hesap yapıldığında hoca değişikliğiyle çıkış yakalayan Antep, Galatasaray’ı zorlayacak gibi gözüküyordu. Son 9 haftada alması gerekenden daha çok puan kaybeden Sarı-Kırmızılılar hem sakatlık hem de “sürekli kılı dönen” ve kıldan problem yaratan Lincoln ile uğraşıyordu. Alışık olunmayan Süper Lig günüde, şampiyonluk yolundaki diğer rakiplerin puan almaları baskı da yaratıyordu. Şartlar böyle olunca, Nonda kafadan izin alınca, orta saha da Topal’sız kalınca, tatmin etmeyen futbol kalitesi çıktı Cim Bom adına,Antep gecesinde. Şimdi diyeceksiniz ki kaliteye ne gerek var, mühim olan 3 puan. Bu görüşe de hak vermemek mümkün değil. Tersini düşünsek mesela iyi oynasa Galatasaray ama kaybetse daha mı iyi olurdu? Elbette ki kötü oyun, çok puandır böyle gecelerde tercih edilen. Bildiğimiz gibi klasik dizilmişti Cim Bom. Arda milli maç yorgunuydu, zaman zaman oyunun içinde parladı. Kewell ise gecenin kahramanıydı. Baros’tan bahsetmeden geçmeyelim, enteresan bir futbolcu. Olmayacak pozisyonları kendi çabasıyla olura çeviriyor, bazen olacağı akıl almayacak şekilde olmaza döndürüyor. Attığı gol jeneriklikti, hem moral verdi, hem de maçın lezzeti oldu. Akılda kalan başka da bir şey yoktu. Bal yapmayan arı gibi oynayan Antep, Türkiye Lig’indeki diğer takımların tersine, Cim Bom’un üstüne sağ kanattan değil, Arda’nın boşalttığı sol kanattan yüklendi. Sarı-Kırmızılılar adına şans ise Antepliler’in son vuruş beceriksizliğiydi. Üç pasın arka arkaya yapılamadığı gecede, 3 puan Cim Bom’a Antep baklavası gibi geldi.