MENÜ

Wimbledon Halt Etti (2) !

Abone Ol Google News

Önceki yazımda değindiğim gibi Wimbledon (AELTC) Yöneticileri gelen tepkiler sonrasında aldıkları karardan kıvırmaya başladılar. Anımsayalım isterseniz: Rus ve Belarus (Beyaz Rusya) vatandaşı tenisçileri Wimbledon’a sokmayacaklardı.

Haberin Devamı

Neymiş efendim? Bu kendi vardıkları bir karar değilmiş. Hükümetlerinin kendilerine ilettiği bir genelge sonucunda böyle bir yasak uygulamaya mecbur kalmışlar. Hani bir deyiş vardır: “Merd-i Kıpti şecaat arzederken sirkatin söylermiş” (Genç okuyucularımıza açıklayayım “kendini överken suçunu ağzından kaçırmak”!). Bunlar da böyle…Yanıtlarının içeriğinde kendi acizlikleri yatıyor!

Merak ediyorum bu kararlarını alırken, tarih boyu yardıma geldik diye kendi çıkarlarının doğrultusunda girdikleri her ülkeyi perişan eden, karşı kıyıdaki sahiplerinden de izin almışlar mıdır acaba?

Bu ani değişimin nedeni büyük olasılıkla tenisin akil insanlarının seslerini yükseltmesi oldu.

Savaşın ne olduğunu hepsinden daha yakinen bilen ve tüm ergenlik çağını Nato uçaklarının bombaları altında geçiren Djokovic’i önce Nadal ile Navratilova sonra da Billy Jean King, Sir Andy Murray ve Azarenka izledi. Basın toplantılarıyla kararın yersizliğine parmak bastılar.

Haberin Devamı

Savaşın en büyük günah olduğunu, çocuklar başta tüm savaş mağdurlarından hiçbir tenisçinin sorumlu olmadığını ve böyle bir kararla bir sonuç alınamayacağını açıkladılar.

Djokovic “bu kararla siyaset spora girerek daha vahim çirkinliklere yol açacaktır”.

Birkaç Ukraynalı hariç çoğu oyuncu böyle yaklaşırken onları kollamakla yükümlü ATP ile WTA, ikilemli durumlardaki geleneksel tavrını sürdürüyor. PASİF KALMAK !

Onlar sadece AELTC kararının Wimbledon ile yaptıkları sözleşmeye aykırı olduğunu belirttiler. Sözleşmedeki madde ise “oyuncuların katılımının yalnız ATP ile WTA puanları üzerinden gerçekleşebileceği” ! Yani burada da “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu”!

Ancak tepkilerin büyüklüğü sanırım AELTC yöneticilerini kararlarını gözden geçirmeye iteleyecek. Yoksa boykot ya da katılımcılara puan verilmemesi gibi bir sonuç bekleniyor. Grand-Slam’lerde verilen puanlar oyuncular için çok değerlidir. Puan alamayacağı bir turnuvada oyuncu yer almayı istemez.

Genellikle söylemleri çakışan İngiliz Sir Andy Murray bile “benim görüşüme göre savaşa karşı olduğunu deklare eden her oyuncunun katılabilmesi gerekir. Hükümetten gelen bu yasak hiç yararlı değil. Bazı oyunculara haksızlıktır. Ben Wimbledon’dan kazanacağım ödül parasını Ukrayna savaş mahrumlarına bağışlayacağım” dedi.

Her zaman önce düşünüp sonra konuşan Rafael Nadal’ın yaklaşımı camiaya bir ders gibiydi: “Onca insanın yaşamını yitirdiği, bir o kadarının yaşam standardından olduğu bir felakette yaptığımız sporda ne olup bittiği ne kadar önemli olabilir ki! Ama bir savaşta olup bitenin suçunu da oyuncularda aramak adil değildir”. Sağol Rafa!

Nice gününüzün Bayram olmasını dilerim.

YORUM YAZ