Tümer ve Toraman'ın Ay-Yıldız profili

Haberin Devamı ›
Peki, Alpay sıfır hata ile oynayan ve diğer savunmacılarımızın da açıklarını tümüyle kapatan biri olarak mı döndü, ulusal takıma. Hayır, elbette bu kadar büyükmüyoruz işi. Basit gerçek şu; Alpay, tandem oynama tecrübesi en yüksek olan, elde kalmış tek Türk oyuncu. Ve ne yazık ki en büyük sıkıntımız da yeni nesil stoperlerin güncel savunma olan tandeme uygun yetişmemiş olmaları.Buna rağmen İbrahim Toraman’ın artık bilinen hatalarından hızla arınması, bir bilenle yan yana oynamasının bir sonucudur. Şimdi bu konuyu alıp, Beşiktaş’a taşıyalım. İşte Rıza Çalımbay’ın, Beşiktaş’ın inşaasına başladığında anlatmaktan dilimizde tüy bitiren hadise de buydu... İbrahim Toraman ve Gökhan Zan gibi, fundamentali eksik ancak herşeye rağmen üzerlerinde çalışılırsa, ileriye dönük değerler olarak yetişecek stoperleri, oynarken eğitecek yabancı bir savunma oyuncusunun Beşiktaş’a gerekliliği üzerinde durmuştuk. Bunu gözardı eden Rıza hoca, şimdi düştüğü sıkıntıların tohumlarını, aslında sezon başında atmıştı. Bu sonuçla da 3-5-2 gibi dünyanın rafa kaldırdığı bir sisteme zorunlu kaldı.Alan savunmasında başarılı olacaklarından kuşkulu olduğu için, Gökhan ile İbrahim Toraman’ı bir sürekli adam markajına yönlendirdi. Onlardan dağılanı süpürmek adına da Koray’ı sarkık düşündü. Beşiktaş’ın halen sürmekte olan bu düzeninde Gökhan ile İbrahim’in gelişme şansı yok. Koray’ın da onları düzenleme ve eğitmesi sözkonusu olamaz. Ayrıca daha büyük bir kurgu yanlışı ise; bu şekli ile (Koray’ın sarkık oynaması) Beşiktaş’ın 60-70 metrede oynamaya mecbur kalması...Ne oluyor? Eldeki kadro yapısı geniş ebatlarda oyuna hakim olmak adına sahayı parsellemekte zorlanıyor. Son maçlarda fizik olarak da iki ölçek geriye düşünce, sıkıntılı bir takım görüntüsü kaçınılmaz oldu.Oysa Beşiktaş, önce tandemi oynayacak bir savunma kursa ve Koray’ı da ikinci bölgede değerlendirse; Koray’ın ilk hamlesi üstün yetenekleri ile, Okan’ın pres gücünden bir ön savunma ortaklığı kuracak, Kleberson’un yönlendirme uzmanlığı da daha rahat görünür olacaktı... Üstelik en geri ile en uç arasındaki mesafeyi maksimum 50 metrede sabitleyecek bir takım yapısında, elde bolcu bulunan (Sergen, Tümer, Ahmed Hassan ve İbramim Akın gibi...) yaratıcı oyuncuların, ofansif etkinliği de enaz iki kat artacaktı.Tekrar başa dönelim ve Rıza hocaya bir daha düşünmesi için uyarımızı yapalım. Bu savunma formatı, güncel değil ve Beşiktaş’ın genel kadro yapısına ters. Bu tarz oynadıklarında, Gökhan da Toraman da bir adım ileri gitmez. Üstelik Koray da orada sıradanlaşır. İki somut örnek gelişme size: Koray ilk geldiğinde önliberodaki performansı ile ulusal formayı sırtlamıştı. Savunmaya geçtikten sonra geri planda kaldı. Demek ki, her oyuncu aktif olabileceği en iyi alanda değerlendirilmeli. İkinci örnek de Tümer... En çok konuşulan konulardan biri. Neden Beşiktaş ve milli takım performansları arasında aşırı uçurum var. Bu noktada Beşiktaş’taki statü savaşının (liderlik çekişmesi payı olduğunu kabul ediyoruz ama teknik olarak da şunu söylemeliyiz; savunmasını önde kurmuş ve orta alanda arkasına iki sağlam önlibero konuşlandırmış olan Fatih Terim, üçüncü bölgede Tümer’den çok daha fazla verim alıyor...