MENÜ

Tigana perhizi bozunca...

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Savunma ekonomisine yönelik, güzel bir kemer sıkma politikası başlatmıştı. Derbide bundan ödün verdi ve Beşiktaş bu maç öncesi oynadığı dört 90 dakikanın toplamından fazla pozisyon gördü kalesinde... Sözü edilen, ilk 20 dakikadaki Siyah-Beyazlı ekip üstünlüğü ise, kandırmacadır. Serbest atışlardan gelen gollerle öne geçmenin, öyle veya böyle doğal bir motivasyonudur bu oyun varlığı... Galatasaray karşısında maçın büyük bölümünde ‘geriye yaslanarak’ oynadığı dile getirilen Beşiktaş’ta, bunun sebebi olarak savunma ağırlıklı bir kadronun payı olduğu söyleniyor. Bu da bizdeki genel futbola bakışın, ne kadar takipsiz ve güne dayalı olduğunun kanıtı... Çıkışa geçen Beşiktaş’ta, Tigana’nın denemeye aldığı üçlü orta alanın belirleyiciliği öne çıkmıştı: Okan-Çağdaş-İbrahim Üzülmez. Söylenildiği gibi; geri dörtlüsünün haricinde, orta alanında da bir stoper ile bek ilavesi vardı Siyah-Beyazlılar’ın ve bir de Okan’ı... Bu üçlünün önünde bir kez Sergen, bir kez de Kleberson oynamıştı, forvet arkası tek oyuncu olarak... Yani, Galatasaray karşısına çıkan 11’den daha defansifti; Okan-Çağdaş-İbrahim Üzülmez’li orta üçlü... Ve ne hikmetse de bu ‘defansif’ diye tabir edilen kadro, Zenit ile Vestel maçlarını umulanın çok üstünde hücum zenginliği içinde geçirmiş, attığı goller kadarını kaçırmış, kendi kalesinde de hemen hemen pozisyon vermemişti. Tigana’ya, ‘Okan sakatsa niye 18’de’ diye sormak lazım. Hadi diyelim ki; yarı iyileşmiş, ama 90 dakikalık değil... O zaman Okan’ın görevi, niye Ali Güneş’in olmaz? Niye, bu düzeni tek başına bozacak Tümer’de karar kılınır da, derbi için saklandığı söylenen Sergen, ikinci yarı yerine ilk yarıda oynamaz? Bunlara ilaveten orta alanda kurulan yeni üçlüden uzaklaştırılan Kleberson, hiç alışık olmadığı ortanın sağında, rakip kanat atakları için karşılayıcı seçilir. Kleberson-Tümer ikilisi ile Beşiktaş, ne ofansif ne de defansif anlayışa katkı sağlayabilmiş, diğer bir değişle; İsa’ya da, Musa’ya da yaranamamıştır. Galatasaray karşısına çıkana kadar Tigana, rakipten çok top çalan ve bunları seri hücuma aktaran bir orta alan anlayışı ile ofansif zenginlik sağlayabilmişti. Ali Sami Yen’de, takımına özgü olmayan, “Top bizde kalsın” mantığını öne çıkararak, Kleberson-Tümer işbirliğinden medet umdu. Rakip savunmaya ne bir pres ne de baskısı sözkonusu olan Siyah-Beyazlı forvet yapısına, bir de top rakipteyken sadece seyir zevki ile boy gösteren Kleberson-Tümer ikilisi eklenince, Kartal sadece Galatasaray’ın yaptıkları ve yapamadıkları ile sınırlı bir oyunda mahsur kaldı.

YORUM YAZ