Tekzip!
Haberin Devamı ›
Trabzon maçını izledikten sonra bırakın yanıldığınızı itiraf etmeyi, insanın küçük dilini yutacağı geliyor, bugüne kadar gördüklerinin sanal olduğuna inanıyor. Bir takım kötü oynayıp yenilebilir. Kötü goller yiyip, kaybedebilir ama böylesine şuursuzlaşma hakkı yoktur. Kaldı ki, bu ekibin ilk yarıyı iki farklı önde bitirdikten sonra kalan 45 dakikanın ilk 10 dakikası 3-2 geriye düştüğü gibi, geriye kalan bölümde de çok net yiyebileceği halde yemediği 4-5 gol gerçeği varsa, ona teknik-taktik, futbolcu, teknik direktör çerçevesinden yaklaşmak da biraz detayda kalır gibi. Olsa olsa, Murat Bardakçı’ya başvurulup, cin çıkarma metotları hakkında tavsiyeler alması önerilir...Eğer ligin geride bıraktığımız 22 oyununun en az 7-8’inde rakibe hiç pozisyon vermediğiniz istatistiklere ulaşmış, ligin ilk yarısında kalecinizin yediği abuk-subuk goller sonucunda nice badireler atlatmış, stoperlerin nöbetleşe sakatlanması ile istikrarlı bir defans hattı adına sıkıntılar yaşamış ve buna rağmen henüz iki hafta öncesinde ligin en az gol yiyen ekibi unvanını elinizde bulunduruyorsanız, sizin için noktalı cümleler kullanmak biraz da bizim hakkımızdı. Ama Trabzon’a karşı öyle bir takım seyrettik ki, geçmişi hafızalarımızdan silme kararı aldık. Hatta bu takımın ligin ilk yarısında 1-0 kaybettiği ancak 10-0 kaybedebileceği Sivas karşısındaki kimliği ile Antalya’da 3-1 galipken 4-3 geriye düştüğü maçtaki kimliğinin gerçek olduğuna inandık.Sonuçta bakmayın siz sürekli defans, kaleci, yenen gollerden bahsedip tamamen savunmaya yönelik bir yazı yazdığıma... Aslında sorun elbette takım denen bir çoğunluğa ait. Ama ben bu ve bundan önce yazmaya çalıştığım tüm Beşiktaş konulu yazılarımda yer alan takım ve ekip kelimeleri ile ona ait cümleleri kendi adıma tekzip ediyorum.