Süslemek için erken

Haberin Devamı ›
Gazetelerin spor sayfalarında son iki gündür Beşiktaş haberleri pembe pembe çıkıyor. Bir iltifat, bir yüksek moral havası, almış başını gidiyor. Doğru-düzgün verilerin alınması mümkün olmayan hazırlık maçları ile zayıf Siroki Brijeg karşısında alınan galibiyetler lig öncesi Beşiktaş’ın en gözde takım ilan edilmesine yetti de arttı bile.
Oysa henüz çok erken değil mi? Rakip zayıf olsa da, sonuçta bir Avrupa kupası elemesi olduğundan Siroki karşısında izlediğimiz Beşiktaş’ı az-çok değerlendirmeye aldığımızda geçen yıldan çok farklı izlenimlere sahip olduğumuzu pek söyleyemeyeceğiz. Örneğin yakın geçmişten kalma en öncelikli zaafı yerli yerinde duruyor. Kaybetme korkusu kasıyor bu takımı. O da peşinden statükocu bir oyun anlayışı getiriyor. Kabul etmeliyiz ki, takım olma kriterleri içinde en önemlisi oyun disiplinidir. Tamam da, bunu çarpıtmamak gerekir. Eğer bir takımın oyuncuları her defasında en kolay pası tercih ediyor, rakibi eksiltmeye yönelik hamlelerde en ufak riski almaya yanaşmıyorsa, Beşiktaş bu oyunu yine sıkıcı oynayacak demektir. Holosko’yu kısıtlayıp, onun yerine Serdar Özkan’ın bireysellik özgürlüğünü genişletmek de bu soruna bir çözüm değildir. Eğer Beşiktaş savunması artık eskisinden daha güvenilir bir yerleşim ve rakibi kontrol etme becerisi kazandıysa, ofansif anlamda da daha girişimci ve dikine oynamayı hedeflemelidir. İşbitirci oyuncuları maçın sonları geldiğinde dahi rakip oyuncuların sıkı-sıkıya markajı altındaysa Siyah-Beyazlılar’ın oyununda şimdilik yeni bir gelişmeden, ileriye dönük bir beklentiden pek bahsedemeyiz. Üstelik transfer planlamasının yanlışlığını ve eksikliğini biraz daha zaman geçince daha iyi göreceğiz.