Sözde takım özde karizma

Özellikle de geride bıraktığımız son sezonu iyi incelediğimizde ortadaki gerçeği de görebiliriz. Mustafa Denizli’yle geçirdiği süreçte Beşiktaş şampiyon oldu, hatta iki kupa aldı belki ama hala takım olamadı.
Haberin Devamı ›
Beşiktaş kadrosunu yeterli ve değerli bulanlara karşılık benim söyleyeceğim bu mevcut kadroyla takım olmanın yegane koşulu kollektif bütünlüğün sağlanamayacağıdır. Siyah-Beyazlı ekibin golcüsü var, santrforu yok. 9 tane orta alan oyuncusu barındırmasına karşılık kenarları yok. Delgado, Tello, Yusuf ve Tabata’nın kendileri var, istikrarları yok. O zaman hangi sistemle oynarsanız oynayın, zorlama olacaktır. Ya takım savunması, ya da hücuma dönük üretiminizde mutlak bir eksiklik kalacaktır. Aynı yere ait oyuncu fazlalığı ile bölge gereksinimine dönük futbolcu noksanlığı Beşiktaş’ın açmazı. Geçmiş iki üç yıla dönük yanlış transfer seçimleri de bunun sebebi... Transfer politikanız ihtiyaca yönelik değil de, karizmaya yönelik olursa, oluşturmanız gereken sağlıklı bir takım yapısında da denge kuramazsınız. Denizli de geçen yıl kuramadığı bu dengenin sancılarını çekti. Sürekli değişik 11’lerle terazinin kefelerini eşitlemek isterken istikrardan oldu.
Haberin Devamı ›
Önündeki sezonda da benzer sıkıntılar büyük olasılıkla Kartal’ın yakasını bırakmayacak. Yabancı kontenjanında eli-kolu bağlı olmasına rağmen ısrarla Quaresma’ya asılmak kamburuna bir kambur daha eklemekten başka bir şey değil...
Bugünlerde dünyanın tek geçtiği Mourinho’nun İnter’i nasıl Avrupa’nın bir numarası yaptığını biraz incelemek gerek. Faydası olur... Zlatan İbrahimoviç’te ısrarcı olmayıp, yerine Milito cevherini parlatması, Eto’o gibi bir forveti kendi sağ bekine sürekli destek verir hale getiren bir takım oyuncusu kimliğine sokması, Cambiasso, Zanetti, Sneijder, Stankovic’e rağmen ara transferde karizması olmayan Pandev’i ekleyerek iki yönlü orta alanını çift dikişle bezemesi Mourinho trendi 4-2-3-1 düzeninin büyük başarıdaki püf noktalarını gayet iyi özetliyor.
Nihat’ın söylediği...
Sezon bitti, Nihat geldi ama geride bıraktığı dönemin hayal kırıklıkları hala gündemin tepesini oluşturuyor. Bilal Meşe’ye konuşurken çok speküle edilen maliyeti hakkında söylenenlere karşılık, “Ben kimseyi zorlamadım” diyor. Beşiktaş’a gelişinde de, maloluşunda da kimseyi zorlamadığı doğru. Ama geldikten sonra hiç hazır olmadığı halde ısrarla oynamak için hocasını zorlamışlığı var. O denli profesyonel bir geçmişe böylesi bir acemilik bulaştı. Nihat’a da koca bir sezonu kaybettirdi. Samimi itiraflarına sanırım bunu da eklemeliydi.
İdeal transfer olur
Fenerbahçe’yle ipleri gerçekten kopardıysa veya Avrupa ile kaydadeğer bir söz kesmediyse Beşiktaş’ın gerçekten üzerine atlayabileceği bir transfer olmalı Semih... Nihat ile Semih’in aynı formada buluşması Ulusal Takımımız’ın hücum düzenine yönelik ezberini sağlamlaştırır. Ayrıca Semih, Beşiktaş forvet zincirinin kopuk halkalarının da birleştiricisi olur.