Arama

Popüler aramalar

Son adımda...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bir öncesine göre yine çok farklı bir 11’e rağmen bu kez amaca en uygun saha içi düzenine ulaşabilmiştik.
Onuncu maçımızda yakalamıştık bu uyum denilen denk düşmeyi. Ancak bu önemli stratejik sınav için rahatlık ve ofansif zenginlik isteyen anlayışımızı, yediğimiz golden sonra rakibe de kabul ettirmiştik.
Hamit ve Gökhan’la özellikle Liverpool’lu Riise’nin kanadını yıprattık. Orta alanda Aurelio’nun savunması yeterli kaldı. Emre’nin mükemmel golü dahil, uzak şutların lehimize olan dayanılmaz cazibesini keşfetmiştik. İlk defa taktik anlamda söylenilenin arkasında duruyorduk. Yerden oynuyorduk ve uzun boylu Norveç savunmasını uzak şutlarla geçmeyi planlıyorduk. Bu doğruları yakalamıştık ve ikinci yarıdaki en önemli sayı denememizde Nihat’ın da ceza sahası dışını tercih etmesi bize kuşkusuz en sevindiğimiz golü kazandırıyordu. Emre’nin canı tez bilekleri belki de ilk kez bu denli ağırbaşlı bir beyince yönetiliyordu.
Vikingler, bizi öne geçtikten sonra da tedirgin etmiyordu. Oynadığımıza inanmıştık, bu yüzden geriye düştüğümüz maçta öne geçmeyi de başarmıştık. Arkaya yaslanmamıza gerek kalmadı, son iki dakika hariç bize panik de yaptırmadı.
Malta, Bosna ve Moldova karşısında hovardaca harcadığımız için bu gece böyle bir korku tüneline girmiştik ama, sonunda da olsa bütün kusurlarımızı affettiren bir oyun ve skordan sonra Avrupa Şampiyonası yolunda büyük bir adım attık. Bize yakışanı ve baştan beri olması gerekeni de buydu zaten.