Sırf savunmaya sığınamazsınız
Haberin Devamı ›
Rakip belki çok sert, diyelim ki İtalyan hakem de fazlasıyla müsamahakar. Tamam da yine Şampiyonlar Ligi gibi bir arenada, deplasmanda da olsanız, bu kadar basit top kayıpları ve oyun kurarken iki pası biraraya getiremedğimiz bir ortamda, birşey ummanız da pek mümkün olmaz.
Marsilyalılar’ın sertliği önce 2 fire verdirdi Siyah-Beyazlılar’a. Sonra da, Beşiktaş’ı oyun kurmada korkuttular. En zinde bildiğimiz Beşiktaş sağ kanadı, Nyang ve Faty’li sol kanat karşısında duvara tosladı adeta. Sağ kanadını kullanamayan Beşiktaş, Cisse ve Tello ile de orta bölgede fazla top kaybetti. Diatta ile İbrahim Toraman’ın yerinde müdahalelerine, Hakan’ın tek hatası eklenince Fransızlar’ın öne geçmesine engel olunamadı. Beşiktaş, rakip alana yerleşmeyi yediği golden sonra akıl edebildi ama organize olmayı beceremeyen tarzıyla bu hamlesinde fazla başarılı olamadı. Nitekim, beraberliği ararken de arkada verdiği ilk boşlukta ikinci golü de yedi.
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmeye hazır bir takım yoktu açıkçası. Olağanüstü acemilikler ve sadece salt geride kapanmayı düstur edinmiş bir anlayış hakimdi. Ertuğrul Sağlam’ın tek düşüncesi beraberlikti ama bütün bir 90 dakika hiç hata yapmadan oynamanın da garantisi yok.
Ricardinho ve Delgado birlikteliğini hepberaber bir kez daha gözledik. Defalarca söylediğimiz gibi Beşiktaş’ın oyunda bir yönlendiricisi maalesef yok. Bu durum, ne yazık ki oyunda ekonomi yapmaya ve rakip alanda yerleşiklik sağlamaya en büyük engel. Dolayısıyla bu iki oyuncunun varlığında Türkiye Ligi’ndeki rakiplere karşı, yaratıcılığınız kısıtlanıyorken, Avrupa arenasında vasat bir ekibe karşı da olağanüstü mahkum bir oyun kimliğinde kalmanız engellenemez.