Arama

Popüler aramalar

Savunmadakiler

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Oyun kurucusu ve ön liberosu olmayan bir orta alan düzeniyle çıkınca Rumenler’e imara müthiş müsait bir arazi bıraktık ilk yarıda.
Yine klasik, “Fatih Terim yaptı mı olur” denemelerimizden bir yenisine şahit olduk. Orta alan ve özellikle de savunma oyuncularımızı, Haymana Beygiri gibi koşuşturmaktan başka bir esprisi görülmedi bu düzenin.
Mehmet Aurelio’nun sakatlığı, Hamit’i ilk kez oynayacağı ön liberoya çekmekten başka bir alternatif bırakmadı ise, Hüseyin’le Serdar, niye aday kadroya çağırılmıştı. Ya da Fatih Terim başta olduğu sürece, Emre hep sürekli “vazgeçilmez” olarak mı yaşayacaktı.
Üstüne üstlük, Emre’nin sakatlığına Nihat’ı oyuna sürmekle mi karşılık verilecekti? Ve yine ön liberoya, oraya yabancı Mehmet Topuz’u kaydırmak mı, en yararlı çözümümüzdü.
Bütün bunlar, bizim savunmamızın dilini dışarı çıkarmaktan başka bir işe yaramadı. Direnci düşen savunmamız, ancak bir devre dayanabildi. Sonrasında rakip de hak ettiği golleri buldu. Bir de Stutgartlı Marica’nın fiyatı bir kat daha yükselmiş olabilir bu arada.
Tümer’in oyuna girişi, hiçbir anlam ifade etmedi. Hüseyin için de çok geç kalınmıştı.
Fatih Terim, kurduğu korta alan düzeniyle kendi savunmasını imha eden bir anlayıştan öteye geçemedi. Kısaca baştan sona içinde olduğumuz yanlışlıklar zincirinde skor alarak da karşılığını alıp, kötü bir denemeden geçtik.