Şaşırtma mı, deşifre mi!

Rüştü o golleri yemeyip, Serdar Özkan da kaçırdıklarını atsaydı... Kısaca Beşiktaş kazansaydı, ne olacaktı ki... Denizli ve ütopik 11’i kutsanmış olacak, Beşiktaş dipsiz eğrilerin içinde kendisine yeni bir ufuk açacaktı. Frank Rijkaard, şaşırdığı 11’in üstüne bir de mağlup olsa küçük dilini yutacak, sıraya “Alex Ferguson’a feleğini nasıl şaşırtırım” projesi yerleşecekti. Galiba bu şaşırtma işine hepimiz fazla takıldık. Beşiktaş 11’i, maça iki saatten daha fazla bir süre kala televizyonlarda altyazı olarak geçildi. Denizli şaşırtma yerine deşifre etmeyi seçmişti, aslında... Frank Rijkaard’a da bundan sonra, arkasına yaslanmak kaldı.
Haberin Devamı ›
Denizli’nin yüksek egosunu çoğumuz kanıksadık. Ancak ‘O karizmadır, ne yapsa yeridir’i epeyce örseledik, cılkını çıkardık sanırım... Beşiktaş’ın kayıpları sadece puanla sınırlı değil... Yönetim, tartışılır da olsa büyük paralar harcadı. Taraftarın, bu Fenerbahçe ve Galatasaray ile yarışma heyecanı, hepsinden öte, Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki ülke temsilciliğinde önemli bir kesimin beklentileri vardı. Gelinen noktaya baktığımızda ise, kısa vadede tüketilen sermaye, çok erkenden kırılan umutlar var. Denizli ne uğruna yitirdi bunları? Nihat Kahveci’yi kazanma uğruna... Peki, biliyor mu ki, bu kulübün bu yılki kombine kazancının, sadece Nihat Kahveci’nin bonservisi ile bir yıllık maliyetine eşit olduğunu... Gerideki Beşiktaş niye feda edildi o zaman... Neden geleceği olan genç İsmail Köybaşı, Abdul Kader Keita ile Sabri Sarıoğlu’nun kanadına, savunmasız bir kurbanlık kuzu olarak seçildi.
Haberin Devamı ›
Geçen sezon kazanılan iki kupanın mimarı gerçekten Mustafa Denizli ise, bunun delillerini bu sezon ortaya sunmak zorunda... Şu ana kadar öne sürdüklerinin hiç bir geçerliliği yok... Bu gece Şampiyonlar Ligi ile yeni bir kart açacak. Kariyerindeki bu turnuvada Fenerbahçe’nin başında sıfır çekmiş bir bilançosu var. Şu an Beşiktaş’taki avantajı, daha dibinin olmayacağı... Üstü ise açık... Ne kadar yürüyeceği, takımı düşünen Denizli ile kendini düşünen Denizli arasındaki farka bağlı...
Samimi kulüp
Beşiktaş A2 Takımı’nın başında eski yıldız futbolcularından Sergen Yalçın göreve başladı. Sergen Yalçın aynı zamanda bir gazete ile bir televizyon kanalında yorumculuk yapıyor. Anti parantez tespitleri ve eleştirileri de yabana atılır cinsten değil. Derbi için yorumladığı yazısının başlığı, ‘Bu Beşiktaş’ta ben de oynarım’dı... Bu mesajla, zarfın adresi Yusuf Şimşek’ti... Onu anladık anlamasına da, 100 yılı devirmiş bir kulüp olan Beşiktaş’ın hiyerarşisi mi tepe taklak, yoksa bu kulübün felsefesindeki samimiyet mi ulaşılmaz boyutta, onu pek anlayamadık...
Beşiktaş taraftarı
Her şeye rağmen İnönü Stadı bu gece yine doyumsuz olacak. Beşiktaş tribünleri iki yıl önceki Liverpool maçının desibelini de aşmaya çalışacak belki... Maç öncesi, maç anında (Eğer maç Beşiktaş aleyhine kopmazsa) sahadan çok tribünlerin aksiyonu öne çıkacak. Mustafa Denizli, Liverpool maçının kasedini bugün kampta oyuncuları ile birlikte izlerse iyi olur... Ona ve takımına kaybettiği itibarı bir çırpıda telafi ettirecek bir maça çıkacak zira... Takımın bugünkü tablosuna bakıp, ‘hayâl’ demeyin. İki sene önceki koşullarda Liverpool’u yenmek de bir hayâldi...
Haberin Devamı ›
Kornere vuracaklar
Nihat, derbide tek forvetti. Ama enteresan olanı, kornerleri de atmaya Nihat başlamıştı. Beşiktaş’ın ilk kornerinde Nihat köşe gönderine topu diktiğinde, ceza alanında kafa vurmayı bekleyen 5 oyuncudan dördü, Serdar Özkan, Tabata, Ekrem ve Yusuf’tu...
İstikrar şart
Teknik Direktör Mustafa Denizli için yapılan eleştirilerin odak noktasında, her maça farklı 11’lerle başlaması var. İster misiniz, Mustafa hoca ilk kez bu eleştirilere kulak verip, bu gece Manchester United’a, Galatasaray’a karşı sahaya sürdüğü 11’le yer alsın...