Arama

Popüler aramalar

Sadece Tello'yla nereye kadar?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Haftanın en karlısı olabilme fırsatı ayağına geldiğinden olsa gerek, biraz gergindi Beşiktaş. Belki de İnönü Stadı’ndaki en tutuk oyunlardan biri çıktı sahneye ilk yarıda. Bölgeler arası bağlantıda kopukluklar, Delgado’nun süren formsuzluğu, Cisse’nin sakatlıktan yeni çıkmış olması, Beşiktaş’ın orta alan üretimini düşürdü. Holosko da bu yarıda hücumda yetersiz kaldı. Tek başına direnen sadece Tello vardı. Boş alanları sürekli iyi değerlendirdi. Oyun kuruculuk görevini de layıkıyla yaptı sayılır. Zaten o çıktıktan sonra takımının tadının tuzunun kalmadığı anlaşılıyor. Cisse’nin aksayan yönlerini de savunmadan öne çıkan Sivok telafi etti. Zaten Beşiktaş’ı öne geçiren gol de bu ikilinin ortaklığından üretildi.
İkinci yarıda ise Holosko ancak kendine gelebildi ve Beşiktaş’ın beklenen hücum organizasyonları da devreye girdi. Nobre’ye attırdığı golle de ikinci yarıdaki iyi oyununun semeresini gördü. Eskişehir’in tek gol umudu Youla idi. Ama Toraman’ın sıkı markajında maç boyu hiçbir varlık gösteremedi. Belki Toraman’ın Youla’yı kitleyişi aşırı gibi gözüküyor ama Beşiktaş’ın üçlü savunma düzeni içerisinde adam markajıyla oynaması yine de sırıtıyor. Zaman zaman Üzülmez de, Serdar’a ters kanatta da markajı uygulayınca Beşiktaş savunmasının bizce güvenirliği kalmıyor. Eskişehirspor orta alandan hücuma sürpriz adam sokabilseydi, Beşiktaş bu düzenin faturasını ödeyebilirdi. Ekrem ve Nobre’nin çalışkanlığı, Sivok ve Zapotocny’nin sorumluluğu Beşiktaş’ın geleneksel artılarıydı. Delgado ve Cisse’nin formsuzluğu ise önündeki derbi gözönüne alındığında, Beşiktaş’ın kuşkuları olarak öne çıktı.