Kulübe onarılmalı

Haberin Devamı ›
Beşiktaş ilk yarı sonu itibariyle kendisini ciddi bir biçimde değerlendirmeye alacak olursa puan cetveline hiç bakmamalı. Liderin sadece 3 puan gerisinde göründüğü cetvel, onu kandırır. Öyle veya böyle toplanan 34 puan başarı. Ama bu sadece ikinci yarı için avantajlı bir start olarak algılanmalı. İlk yarıdaki oynanan oyunun hakkı diye tanımlanırsa, yanıltıcı olur.
Doğru bir özeleştiri ile konuya yaklaşırsa, Beşiktaşlı kendine şu soruyu sormalıdır: Ligin ilk yarısında bu takımı seyredenler alınan 10 galibiyetin kaçında kazanmayı sonuna kadar haketti diyebilir. Kaç maç, kırılma noktalarında tesadüfen ya da rakip ikramı ile Siyah-Beyazlılar’ın lehine dönmüş ve öyle tamamlanmıştır. Hatta sonucuna hakemin direk olarak karışıp, Siyah-Beyazlı ekibin aleyhine sonuçlanan maçlarda bile oyunun karşılığını kazanmak olarak haketmiş midir Beşiktaş?
Kartal ikinci yarıya böyle gerçekçi bir analizi önüne koyabilirse, yarışmanın içinde kalabilir. Aksi halde kırılgan yapısı ile, lig maratonunun dörtte üçü bittiğinde kendisini yarış dışında bulabilir.
Bu sezona başlayan kadro yarı yarıya verimsizdir. Sakatlıklardan çok fire vermiş, umut vaadeden oyuncularından hiçbir katkı sağlayamamış, isabetsiz transferler ilk 11’i domine edememiştir. Kısacık devre arasında iddialı transferlerle bu durumu düzeltme imkanı hem doğru seçim hem de mali yönden zor koşullar içerdiğine göre, en mantıklı strateji son dönemde az-çok belli bir kurguyu yakalayan kadroya yurt içinden kulübe desteği sağlamaktır. Bu takasla olur, kiralamayla olur... Onun muhasebesi yapılır. Ama oyuna girdiğinde İbrahim Akın, Burak Yılmaz, Mehmet Yozgatlı, Higuain ve Mehmet Sedef’ten en az iki kat daha etkili olabilecek fizik gücü yüksek bir iki oyuncu bile Beşiktaş’a yarar sağlar. Kısaca kulübesi güçlenmiş bir Beşiktaş, ikinci yarıdaki yarışta Ertuğrul Sağlam’ın elini güçlendirebilir.