Krasic farkı

Haberin Devamı ›
İlk yarının en önemli iki kırılma noktası pozisyonunda başrolde Tello vardı ne yazık ki. Önce Fink’in harika pasında, klasına aykırı bir vuruşla hem takımının öne geçmesini engelledi, hem de sonrasında, neredeyse bütün orta alan ve forvetin hücuma hareketlendiği atak başlangıcında, kapılmasına neden olduğu topla Krasic’e klasını gösterme fırsatı tanıdı. Denizli’nin çıkardığı ilk 11 Beşiktaş’ın iki yönlü oyunda dengeli seyretmesine en uygun 11’di. Ama ikinci yarı kozlarını oynarken, aynı isabeti kaydettiğini söyleyemeyiz. Ekrem’in yerine Nihat’ın seçilmesi kadar, Uğur’la, Fink’in yer değiştirmesi de gereksizdi. İkinci 45’in başında ilk hareket Tello-Nobre değişimi olabilirdi ve Beşiktaş etkisiz olduğu ceza alanına daha güçlü yüklenebilirdi. Nihat’ın girişi hiçbir şey ifade etmedi, gitti sol kanada saklandı. Beşiktaş da hücum planını geriden çıkardığı uzun topları Tello’da buluşturmakta denedi. Asla sonuç alınacak bir metot değildi. Zaten alınamadı da. Bobo’nun maçtaki tek varlığı belki attığı goldü, ancak bu tür arenada vasatı biraz aşan rakipler karşısında bile onun santrforluğunun geçerli olamayacağı çok net anlaşıldı. Son dakika golünü yemese kendi konumuna göre makul bir sonuçla grup maçlarını tamamlayabilirdi Beşiktaş. Ama bu yenilgi, gruptaki en zayıf halka olduğunu belgeledi. Kendisini toparladığı söylenen bir CSKA Moskova izledik. Abartılacak bir yönleri yoktu. Sadece Krasic gibi bir yıldıza sahip olmanın ajantajıyla oyunu ve skoru önde götüren taraf oldu.