MENÜ

Kıt kanaat

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Ligin ikinci yarısıyla beraber, Beşiktaş’taki değişim artık iyiden iyiye kendini belli etti. Krizden olsa gerek, hesap kitap yapan bir takım haline geldi. Artık ne sonsuz özgürlükte oynayan ofansif aktörleri var, ne de rakiplere tanınan aşırı pozisyon. Orta halli, kendini bilen, ekonomik tedbirleri önde bir takım. Bu hesap daha ne kadar çarşıya uyar bilinmez, ama gidişatın değiştiği de kesin. Bir de madalyonun diğer yüzü var. Lig ve kupa maçlarına göre kadronun bölüşülmesi, formdaki oyuncu ile formsuzun seçiminde teknik direktörün çelişmesinin, Siyah-Beyazlılar’ın saha içi aklından da alıp götürdükleri var. Tello’nun mükemmel golü dışında, Beşiktaş’ın futbol adına konuşulacak pek aksiyonu yok. Bir önceki kupa maçının en kötülerinden Serdar Özkan sahada, Holosko ile Bobo kulübede. Neyse ki Denizli, Serdar Özkan’a bir devre dayanabiliyor ama taraftar Holosko ile yetinmiyor, Bobo’yu da istiyor. Denizli’nin onbiri bu kez de tribün müdahalesiyle, bir kez daha değişiyor.
İkinci yarıda da ofansif düzen ağırlık kazanmasına karşın, sakinlik yok. Belki de zirve yarışından geri düşme korkusu Siyah-Beyazlılar’daki stres yumağını çözmüyor. Karşı kale girişimleri daha yoğun ama aynı anda Gökhan Zan ve Toraman’a da daha kritik ve zor pozisyonlar rastlıyor. Neyse ki ikisinin uyumu ve zindeliği iyi de, Beşiktaş tek tük sayılabileceklerin dışında pozisyon yaşamıyor. Denizli’nin tüm çabalarına rağmen, Yusuf hala rakibin can alıcı noktalarında işlem yapmaya dahil edilemiyor. Enteresandır, belki de ilk kez Beşiktaş formasıyla kendi oyununu bir savunma fonksiyonerliği de eklemeye çalışıyor. Sonuçta tek golle de gelse, ikinci üç puan Denizli’yi hesaplarında şu an için yanıltmıyor.

YORUM YAZ