Arama

Popüler aramalar

Kamuflaj

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Hemen maç bitiminde kendilerine uzatılan mikrofonlara dert yansalardı, günahıyla sevabıyla bunu bir mağduriyet savunması olarak kabul edebilirdik. Ancak bir gün sonra, hazırlıklı olarak yapılmış bir basın toplantısı işin seyrini değiştirdi. Mağduriyet anlamında seçilen maç Karabük olunca ters tepti... Yani Serdal Adalı da, Cengiz Zülfikaroğlu da, Emenike’ye yapılan zulmü gördükten, Abitoğlu düdüklerini hakkaniyetle çalsa Beşiktaş’ın hem skor, hem de sayısal olarak ikinci yarıya eksik ve geride başlayacağının farkına vardıktan sonra konuştu.
Saf değiliz... Futboldan bu kadar bi haber olduklarını söylemeyeceğiz...
Basın toplantısının iki amacı vardı. İlki kamuflajdı. Beklentilere istenildiği düzeyde karşılık veremeyen yıldızlar ve daha da önemlisi onları oynatamayan Schuster’e kalkan olmak... Son transferlerin ardından tribünler ve Beşiktaş camiası o denli şartlandı ki -maalesef Beşiktaşlı yöneticiler de buna katıldı- bu takım artık teknik direktörsüz de oynar, hakem yanlışına kurban gitse de çok rahat telafi eder diye düşünmeye başladı.
Büyükşehir Belediye ve Karabükspor maçları futbolda yegane gücün takım olmaktan geçtiğini sert biçimde hatırlatınca, basın toplantısının içeriği de doğal olarak hedef saptırmaya döndü. İşin mağduriyet bölümünde Beşiktaş’ın haklılıkları vardı. Yedikleri tekmelerin fazlalıkları doğruydu. Ama Guti’ye çıkan kolay kart ile Emre’ye çıkmayan onlarcası arasındaki fark, Almeida’nın verilmeyen golü başlığı altında anlatılmaya çalışılınca pek anlaşılamadı.
Toplantının ikinci mesajı ise 15 gün sonraki derbiye yönelikti. Sözüm ona yatırım yapıldı. Zirve yarışına veda etmiş ve aldığı son sonuçlarla motivasyonu bozulmuş Beşiktaş için en kabullenilmeyecek ve tüyler ürpertici hadise Fiyapı İnönü Stadı’ndaki bir Fenerbahçe mağlubiyeti olabilirdi. Bu korkularını MHK’ye iletti Beşiktaşlı yöneticiler. Ama maksatlarını aştılar, tehlikeli sulara sürüklediler önümüzdeki derbiyi. ‘Çıkabilecek hadiselerden biz sorumlu olmayız’ şeklindeki savunmaları ise maalesef onları daha şimdiden birinci derecede sorumlu yaptı.