Hüzünlü ama gururla

Bildim bileli geleneksel alışkanlıklarından vazgeçmez Beşiktaş... Örneğin vedalaşmayı bilmez. Efsane Başkanı ile, şampiyonluklara damga vuran yıldızlarıyla, yuvadan yetişen teknik direktörleriyle hep buruk ayrılmıştır. Yaralar, yaralanır. Ne yazık ki işi, uygar bir el sıkışma finaline taşıyamaz.
Haberin Devamı ›
Bu kez öyle olmadı. Denizli’yle hazin de olsa en azından doğru düzgün bir ayrılık gerçekleşti. Beşiktaş yönetimi, cevahiri son anda kurtardı. Mecburi bir ayrılıkmış... Konu yaşamın önceliği olan sağlıkmış. Onca abuk-subuk haber karmaşasından sonra bu anlaşıldı.
Mustafa Denizli kadar üzgün olanı yoktur herhalde. Ama üzülmesin, önce sağlığına kavuşmak için var gücüyle çabalasın... Ve hiç merak etmesin ki Beşiktaş’ın başında bulunduğu dönemdeki teknik patronluğu, farklı bir tarz, alışılmamış bir liderlik yönetimi olarak hep asilce hatırlanacaktır. O 1.5 seneyi aşkın süre, başında bulunduğu takımı temsil ederken rakibe saygıyı, futbol kamuoyuna karşı sunduğu centilmenliği, Beşiktaş’ın menfaatlerini gözetmeyi en üst düzeyde başardı. Bunun ötesinde 20’yi devirmiş tansiyonuyla uğraşırken, susmayan telefonlara paniğe kapılmadan çıkmasını bildi.
Haberin Devamı ›
Canı burnundayken kulaktan kulağa dolaşan ve en çok da kendisini ilgilendiren haberlere sabır gösterirken, sonuçta kimin kazanacağını biliyordu. Evet, kazanarak gitti... Hüzünlü ama gururla.
Onu bunu bilmem. Hani şu son zamanlarda çokça telaffuz edilen ‘Beşiktaşlı duruşu’ var ya, ben son dönemde sözde değil, ama özde yoğunlukla Mustafa Denizli’de gördüm onu. Güle güle Büyük Mustafa... Bir an önce sağlığına kavuşma temennilerimizle...