Guti çekilince...

Haberin Devamı ›
İlk yarının tek kaleli oyununda, Şenol Güneş’in neredeyse ikinci takımı olarak sahaya sürdüğü 11’in ürkekliğinin payı büyüktü. Beşiktaş, bu yarıda rakibin çekimserliğini iyi kullandı. Keyif veren bir futbol adına ne varsa yaptı diyebiliriz. Atak çeşitlemeleri, bireysel yeteneklerin öne çıkması, bulunan pozisyonlar ve goller, Beşiktaş’ın kağıt üstünde beklenen ifadesiydi. Yalnız futbol bu... Büyülü oyunculardan kurulu bir ekibi, ilk yarıda izledik. Ama Beşiktaş’ın o kadar büyülü bir takım olmadığı gerçeği de ikinci yarı açığa çıktı. İşte bu kadar hücuma dayalı bir futbol oynadığınızda, hücumu bu derece önceliğinize aldığınızda, kalenizde bir gol gördüğünüz zaman eliniz ayağınız kesiliyor. Beşiktaş’ın bir yarıda kazandığı golleri, Trabzonspor ikinci yarının başında neredeyse bir dakika içinde eşitliyordu. Schuster, uzun lig maratonu ve önündeki üç kulvarı düşünerek elindeki kadro zengin de olsa ekonomik kullanmalı. İlk yarıdaki tempoyla hiçbir 90 dakika bitmez. Beşiktaş için ikinci tehlike, Guti oyundan düştüğü zaman direksiyonun kaybolması. İkinci yarı, İspanyol oyuncu biraz rölantiye aldı. Beşiktaş’ın pas trafiği de bitti, bilinçli hücum organizasyonları da. Bu kadar hücuma dönük oyuncu varken, Hilbert ve İsmail’in de aşırı bindirmeleri Beşiktaş için dezavantaj oldu. İlk yarıda çıkmayan Trabzonspor, ikinci yarı yüzünü hücumda da biraz gösterince savunmanın yerleşimi de çabuk bozuldu. Bordo-Mavililer, son vuruşlarda biraz daha becerikli olsa elenen taraf Beşiktaş olabilirdi. Maçın en güzel karesi, belki de uzun yıllar konuşulacak Quaresma’nın füzesiydi. Hakem Cüneyt Çakır da son derece formda gözüktü.