Göründüğü gibi değilmiş

Haberin Devamı ›
Galibiyet ya da mağlubiyetleri, tümüyle teknik direktörlere yüklerken, sanırım sapla saman birbirine karışıyor. Beşiktaş-Bursaspor maçı ertesindeki yorumlar, bu açıdan kaydadeğer. Ertuğrul Sağlam’ın 85. dakikada kulübeden stoperini alarak, santrforda görevlendirilmesiyle maçı kazandığı tespiti skor tabelası merkezli değerlendirmelerin kapsamına girer. Zira 90 dakikanın bütününe yansıyan gel-gitlerde, teknik direktör eksilerinin payları daha fazla.
Sağlam ilk onbiri ve oyun düzeniyle son derece isabetli bir başlangıç yaptı. Beşiktaş’ı sürklase ettiği bölüm de maçın ilk yarısı. Nasıl? Savunma ile orta alanında her topa rakibinden önde basıp, Sercan ve Volkan’ın etkili driplinglerini kullanarak. İkinci yarıda ne oldu? Sağlam, Beşiktaş’ı en çok zorlayan Volkan’ı çıkardı, fizik olarak daha dağıtıcı olacağını düşündüğü Turgay’ı ikinci 45’in başında oyuna soktu. 50 ile 70 arasında Bursaspor sahada yoktu. Beşiktaş ne yaptı? Nobre’yi ikinci bir yüklenici olarak düşündü. İbrahim’in Bobo’yla yakın markajı başta görülmüştü de, Nobre’nin girişine niçin önlem alınmadı o zaman. Zira oyunun bir ikiye dönüşmesinde Nobre seçiminin doğruları var. Şemsiyenin tersine döndüğü oyunda, Bobo fanteziye soyunmayıp yüzde 100’lük pozisyonu değerlendirse, skor 3-1 olacaktı ki, ondan sonra maçı çevirmek için değil stoper Ömer, İvankov kaleci kazağını yedeği Yavuz’a bırakıp santrfora geçse para etmeyecekti.
Ertuğrul Sağlam’ın çok doğru olarak başladığı hücum düzeninin devamında Sercan 47’de skoru 0-2’ye taşısa, Bursa maçı daha da farklı kazanabilir. O zaman Ertuğrul Sağlam, hak ettiği teknik direktör doğrularıyla zaferin en baştaki mimarı olurdu. Ama ikinci yarıdaki yaz-bozlarına rağmen son dakika zarı ile skoru kurtardı. Arada da belirttiğim gibi, Bobo 2-1’ken skoru 3-1’e taşısa, Sağlam’ın birinci yarıdaki doğrularının ikinci yarıda nasıl ölümcül yanlışlara dönüştüğü yazılacaktı. Yazılamadı. Beşiktaş Rüştü’den sonra Ferrari’nin de sakatlanmasının talihsizliği ile beraber Denizli’nin, İtalyan savunmacının yerine Yusuf’u uygun görmesi gibi, karşıya nazaran daha ölümcül bir hataya düştüğü için kaybetti.
Özkalfa’yı unutmadık
Ana yazıda Beşiktaş’ın oyunu çevirişini, Sağlam’ın yanlışlarıyla Nobre’nin oyuna dahil oluşunun etkisini yazdık. Maçın hakemini atladığımız sanılmasın.
Tolga Özkalfa’nın skora etkisi, hepsinden daha belirleyiciymiş! Penaltı pozisyonunu net gördük ve maç yazısına yansıttık. Ama statta olduğumuz için havanın da etkisiyle, Tello’nun frikiğinde gelişenleri çözememişiz. İki teknik direktörün yanlış öngörü ve hamleleri kadar, hakemin de skorun ortağı olduğu ama hak edene zevval vermediği de başka bir gerçek.
Zapo’nun sevinci
Gol sevincini abarttığı için Beşiktaş tribünleri Zapotocny’ye büyük tepki gösterdi. Biraz empati ve hoşgörü lütfen. Aynı tarafta yanlış olarak gördüğü transferler için Beşiktaş Başkanı’na yoğun protestolarda bulunulmadı. Zapo, Beşiktaş’ın teknik ve idari olarak kendisinin de içinde bulunduğu transfer planlamasının bütünündeki yanlışları dışa vurma ihtiyacı vurdu. Bu kadarını da kendisini dışlanmış ve haksızlığa uğramış hisseden bir oyuncu için çok görmemek lazım.
Seçim tarihi!
Beşiktaş yakın geçmişte tüzüğünde değişiklik yaparak kongresini Ocak ayına aldı. Ocak ayı tamam da, seçimin ayın sonunda olması yanlış. Gerek işbaşındaki, gerekse muhtemel gelecek yönetim için de ara transferi tümüyle devre dışı bırakıyor bu tarih.
Köpürme köpürt
Bursa karşılaşmasının bitiminden sonra, Denizli soyunma odasında köpürmüş. Cuma gecesi o sulu zeminde, suya sabuna dokunamayacak oyuncuları seçen kendisi. Oyuncular çekimser kalınca, köpürmek de Denizli’ye düştü tabi.