Arama

Popüler aramalar

Fenerbahçe avans mı verdi?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Son üç maçını da izledikten sonra ister istemez Fenerbahçe’nin diğer yarışmacılara bugüne dek avans verdiği gibi bir izlenim çıkıyor ortaya.
‘Gaziantep onu oynatmadı, Sivas buna önlem almadı’ diye geçiştirilecek cinsten değil son maçlardaki bu performans. Her dönemin yıldızlar topluluğu, geleneksel varyemez ve lakayıt kimliğinden çok uzaklarda artık. Aksine her türlü koşulları ile lale devrini yaşarken anormal bir disiplin sahibi olma başarısını sergiliyorlar. Kalite ile rakibi dövmek onların yaptıkları... Galatasaraylı ve Beşiktaşlı oyuncuların üç çalım, dört pasta anca yababildiklerini tek işlemde becerebilme durumu, kısaca menüsü en hızlı en fonksiyonel takım yazılımına sahipler.
Brezilyalı fazlalığını hiç bir Avrupalı yönetmek istemez. Fenerbahçe galiba bu batı inanışına küçük bir farklılık ekleyerek durumu değiştirdi.
Brezilyalılar’ı Brezilyalı yönetirse, keder yerini keyife bırakır gibisinden.
Son cümlemi belki abartılı bulanlar olacak, ancak 2008 Fenerbahçe’sinin ezberi ve klası 2000’deki Avrupa Şampiyonu Galatasaray’ı da sollamış durumda.

Savunma bir düzendir
Ben iki yıldır Beşiktaş defansına kaliteli bir stoper gerekir diye direttikçe her karşılaştığımızda İbrahim Toraman’ın saygı çerçevesindeki sitemlerine muhattap olurum. ‘Abi bizim ne eksiğimiz var’ diye...
Bireysel anlamda ‘Ne İbrahim Toraman’ı ne de Gökhan’ı eksiği var’ diye nitelendiriyorum. Hatta fazlalıklarının olduğunu bile iddia edebilirim. Önemli olan eksik ya da yetersiz gibi gözükeni saklama, fazla tarafları öne çıkarma meselesi, yani düzen işi. Sorun İbrahim Toraman ile diğerlerinde olmadığı gibi güncel de değil, kalıtsal bir durum bu. Zira bu ülkede ‘30 yıldır doğru düzgün savunma oyuncusu yetişmiyor’ diyoruz. Aslında Toraman ve Gökhan Zan örneğinde olduğu gibi yetişiyor yetişmesine de, bir araya geldiklerinde ayrı durmaları engellenemiyor. Oysa savunma denilen şey, bir bütünün tek, bir tekin bütün olması sanatıdır.
Orta alan, forvet ya da kenar oyuncularının işi nispeten kolay, onlar oynadıkça pratikte de kendilerini geliştirebilirler. Savunmalar öyle değil, yazılıp oynanması lazım, yani biraz teori gerekiyor.
Eğitimini ıskaladık, teknik direktör çabalarının yetmediğini de rahatlıkla görüyoruz. O zaman en yakın çözümün bir bilenle oynamak ve olgunlaşmaktan geçtiğini söyledik defalarca. Servet’in Song ile oynamaya başlamasından sonra değişen performansı son noktadaki en iyi örnek.
Eğer Beşiktaş bugün hâlâ gevelemekten öteye geçemediği savunma oyuncusu transferini 1.5 yıl önce doğru bir kalitede yakalamış olsaydı, İbrahim Toraman veya Gökhan Zan kimlikleri ‘Ülkede savunma oyuncusu yetişmiyor’ tezini de rafa kaldırabilirdi.